Chapter; Twenty-Five

400 52 100
                                    

“Bak, sana balon aldım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

“Bak, sana balon aldım.”

Elinde duran kırmızı balonu yüzümdeki gülümseme ile aldım. Burnumu çektim ve ağlamamak için bakışlarımı etrafta gezdirdim. “Ne gerek vardı, aptal,” diye mırıldandım.

Soğuktan dolayı nefes nefeseydi hala. Saçlarından sular damlıyordu. Kapıyı genişçe açtım ve içeri davet ettim. “Geçmez misin?” kapıya yaslanmayı bırakıp gülümsedi. “Memnun olurum.”

İçeri geçerken mutfaktaki annemin şaşkın yüzünü gördüm. Kaşları çatıldığında gözlerimi büyüterek aptalca bir şey söylemesin diye uyardım onu. “Koridorun sonundaki odanın çaprazında banyo var. Oraya geç, geliyorum ben!” diye seslendim Shindo'ya.

Annem kolumdan çekip mutfağa aldı bedenimi. “Kim bu Araki? Ne işi var evde?” kolumu elinden kurtardım. Kurutma makinesini aldım ve içeri geçmeden önce annemi cevapladım. “Arkadaşım. Zaman geçirmek için gelmiş.”

Gitmeden saçımdan tuttu beni durdurmak için, ufakça inledim. “Ne yapıyorsun sen?” saçlarımdan çekti elini. “Pardon birden gidince... Tutmak için. Boş ver onu, baban gelirse ne olacak?” başımı iki yana salladım. “Daha gelmesine çok var.”

Fısıldayışlarım bittiğinde banyoya adımladım. Shindo arkasını kapıya dönmüş, eliyle ensesini kaşıyordu. Kapıyı açtığımı fark ettiğinde arkasını döndü ve beni görünce utangaç bir gülümseme verdi.

“Yanlış bir zamanda mı geldim?” diye fısıldadı mahçupca. Az önce ki sessizlikten bahsediyordu sanırım. Başımı iki yana salladım. “Tam vaktinde geldin. Sana ihtiyacım vardı.”

Gözleri yaşardığında başını eğdi. Saçlarını karıştırdı ve gülümseyerek kaldırdı başını. “Bana aşık olduğunu biliyorum Araki, utangaç olma.” kıkırdadım. “Giyecek bir şeyler getireceğim, soyun sen.” gözlerini büyüttü ve elleriyle göğsünü kapadı. “Bir de yatağa atacak!” kahkaha atarak odama geçtim.

Elimdeki kurutma makinesini masama bıraktım. Bir sweat, bir temiz havlu, bir de pijama alıp banyo kapısını tıklattım. “Shindo?” kapı aralandı ve kolunu uzattı. Elini açıp kapattı bir kaç kez. “Ver.”

Bir kaç dakika sonrasında çıktı banyodan, saçları nemliydi şimdi. “Gel, odama geçelim.” “Beni yatağa atma konusunda oldukça hırslısın.”

Kahkaha atarak odama geçtik. Fişi taktım, makineyi ona uzattığımda dudaklarını büzdü. “Sen yapar mısın?” gözlerimi devirdim. “Bebek değilsin. Kendin yapabilirsin.” mızmızlanmaya başladı. “Ama ben senin yapmanı istiyorum!”

Bir kez daha göz devirip çalıştırdım elimdekini. Ben yatağa oturdum, o da tam bacaklarımın arasına yere oturdu. Elim yumuşacık, turuncu saçlarını bulduğunda gerildiğimi hissettim. Ona baktığımda gözlerini yummuş, dudaklarını aralamıştı hafiften. “Ah~ bu çok iyi hissettiriyor,” diye mırıldandı.

Nothing Ever Last Forever Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin