Chapter; Ten

486 53 114
                                    

"Bakugou

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bakugou... Geldin?"

Kocaman açtığım gözlerimle önümde duran çocuğa baktım. Bu sefer tamamen siyahlara bürünmemişti. Açık kahverengi, hoş bir pantolon giymişti. Aynı ton kahverengi salaş bir gömlek, gömleğin altına düz beyaz bir tişört çekmişti. Hoş, siyah bir kolyeyle de kombinini tamamlamıştı.

Acaba ben nasıl duruyordum şuan. Pantolon ve geniş bir hoodie ile, yazın ortasında...

"Geldim geldim," diye mırıldandı. Bana bakmıyordu, kimseye bakmıyordu, kırmızı gözleri çok alakasız yerlerde geziniyordu.

"Bir dakika, sen Bakugou'nun bizimle olmadığını biliyor muydun?" Shindo'nun sorusu dikkatimi onda topladı. Gülümsedim ve başımla onayladım.

"Nereden biliyordun?" bu kadar üzerinde durması tedirgin etmişti beni. Yine yanlış bir şey mi yaptım, diye düşünmeye başlamışken Shindo bir adım yaklaştı.

"Araki, nereden biliyordun?"

"Aradım," dedim. Neler oluyor?

"Numarası mı var sende?"

Merak ettiği konunun bu olduğunu fark ettiğim an ağzımı araladım. "Too-"

"Evet. Var."

Bakugou'nun sesi beni susturdu. Shindo meydan okurcasına bir adım attı Bakugou'ya doğru. "Sana sormadım?"

Jirou Shindo'nun kolunu yakaladı. "Hadi ama beyler, eğlenmeye geldik."

"Adamım, sakin ol."

Ne Jirou'ya ne de Denki'ye cevap vermedi Shindo.

"Ne?" dedi Bakugou sırıtarak. "Biz aynı arkadaş grubundayız Shindo. Numaralarımızın birbirimizde olmaması daha garip olmaz mıydı?"

Shindo'yu kışkırtıyortu. Bu o kadar açıktı ki...

Derin bir nefes aldım. Jeton almaya giden Tooru'nun burada olmasını diledim. Fakat bilirsiniz, dilekler kabul olmaz hemen. Huzuru sağlayan yine ben olmak zorundayım.

İkisi de kavgaya başlamak için karşısındakinden bir hamle bekliyordu. Yanlış anlamayın. Bu, benim için veya Bakugou'nun numarasının bende olduğu için kızışan bir kavga değildi. Birikmiş bir şeyler, çözülmemiş olaylar vardı belli ki ve iki taraf da patlak vermek istiyordu. Geçtiğimiz günler boyunca hep böyle olmuştu, ufak tefek şeyleri bahane ederek dikleşmişlerdi. Neyse ki Tooru her zaman oradaydı, fakat şimdi iş bana kalmış gibi duruyordu.

"Çocuklar, lütfe-" Bakugou'yu kolundan tutmuştum ki sertçe elimi tuttu ve bileğimi büktü. Ağzımdan acıyla küçük bir çığlık kaçtı.

"Ne yapıyorsun hayvan herif!?" Jirou sertçe Bakugou'ya bağırdı ve beni arkasına aldı. Denki, Bakugou'nun bileğimi büken elini gevşetti ve geri itti sinirden köpürmüş sarışını.

Nothing Ever Last Forever Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin