Anladığım kadarıyla birisi bana uykumda saldırmıştı, bunu kurtarıcımın iki günlük iş yolculuğuna çıktığı gün yapmayı uygun görmüştü.
Boynumdaki izi iyileştirmek için süt gibi opak bir madde verdiler, garip kokuyordu. Yaraya sürdüğümde karıncalanmaya başlamıştı, tuhaf bir şekilde tanıdık bir histi.
Gece uykumdan uyanıp tanıdık ayak sesleri duyunca kalp atışlarım hızlandı. Soğuk parmaklar boynumda dolaştı, sinirli bir nefes sesiyle geri çekildi.
Bir saniye sonra kapı açılıp kapanınca yataktan fırladım, kurtarıcım hızlı adımlarla alt kattaki bir odaya girdi. Bende kapıdan onu takip ettim, bana kötü davranan kadını tutup sertçe duvara vurdu.
Tok bir ses gelip, alttaki beden itiraz edercesine farklı bir dilde hızla konuşunca, iyice yanına yaklaştım. Kokusu aynıydı, elimi uzatıp saçlarına dokunurken ikisi durmuş beni izliyordu.
"Bana zarar veren sendin, kokun ve saçların seni ele veriyor." Söylediklerimle birlikte gözleri iyice büyüyüp, korkuyla kurtarıcıma bakmaya başladı.
"Bunun anlamını biliyorsun, sahiplendiğim insana zarar verdin. Mühürlememiş olmam bir şey ifade etmez, yasalara göre ne olacağını biliyorsun Eflâtun." Kadın bir anda kaçmak ister gibi çırpınmaya başladı.
Kaos yaklaşırken ellerim hafifçe terlemişti, boynundan oyuncak bebek gibi tutup büyük salona sürüklenen kadın kaderine teslim olup çırpınmayı bırakmıştı. Etraf her saniye kalabalıklaşırken kurtarıcım ilk kez yüksek sesle konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTAR BENİ!!!
VampireAnnesi ölünce akrabası olmadığı için üvey babasıyla kalmak zorunda kalan Taner, kimsenin tahammül edemeyeceği şeyler yaşarken, yıllar sonra kurtarılacağını bilmeden normalde daha tehlikeli olan kollara kendini teslim eder.