Boynumdaki ufak kaşıntıyla uykumdan uyandım, gece yine uykumda kurtarıcım gelmişti. Boynumdaki yanmadan bir süre sonra önce boynumu sonra alnımı öpüp gitmişti.
Kapı açılıp içeriye genç bir erkek hizmetçi girdi, bana kurtarıcımın söylediği öğlen yemeğini getirdiğini söyleyip tabakları servis etti.
Et yemeği biraz fazla olsada çok acıkmıştım, pilav ve salata enfesti. Her gün farklı bir çeşit tatlı geliyordu sofraya. Geçen gün bana sinir bir şekilde davrandığı için hizmetçi kızın bu odaya girmesi ve bana yaklaşması yasaklanmıştı. Bir daha görmemiştim o kızı.
Bu erkek hizmetçi çok saygılı ve arkadaş canlısıydı, bana yemek tavsiye ediyor ve bazen yemeğim bitene kadar benim yanımda oturuyordu. İlk oturduğunda kurtarıcım kaşlarını çatmıştı ama şuan bir problem olmuyordu.
Bazen kurtarıcımla bahçeye çıkıp yürüyorduk, buranın bahçesi çok büyüktü. Bazen de ben kitap okurken beni izliyordu, utansam da sesimi çıkartmıyordum.
Odada duyduğum ayak sesiyle gözlerim aralandı, sesler kurtarıcımın ayak seslerine benzemiyordu. Omzuma sürünen saçları hissettim, boynumdaki yakıcı acı beni felç etmişti.
Ne zaman bayıldığımı bilmesem de, yatakta doğrulduğum zaman güneş yeniden batmıştı ve boynum, omzum ve göğsüm kan içindeydi. Temizlenmek için banyoya girince, aynaya yansıyan görüntümle şok olmuştum.
Boynumda oldukça kötü görünen diş izleri vardı, başım dönmeye başlarken odanın dış kapısını açtım. Karşımda bana bakan bir kaç kişiyi görünce dizlerim tutmadı ve gözlerim bir kez daha kapandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTAR BENİ!!!
VampiriAnnesi ölünce akrabası olmadığı için üvey babasıyla kalmak zorunda kalan Taner, kimsenin tahammül edemeyeceği şeyler yaşarken, yıllar sonra kurtarılacağını bilmeden normalde daha tehlikeli olan kollara kendini teslim eder.
