Üzerimizde bornozlarımızlayken kahvaltımızı getiren hizmetliler başları önlerinde servis yapıp çıktılar. Guruldayan karnım artık acı veriyordu ve kahvaltılıkların kokusu ağzımı sulandırmıştı.
Elime çatalımı alırken Aybars bana meyve suyu doldurdu, yandan gülümsemesiyle tabağımı doldurmamı izliyordu. Ömrümde ilk kez bu kadar aç hissediyordum, sanki hiç doymayacakmışım gibiydi.
Neredeyse tabakların hepsini silip süpürmüştüm ve yeni yeni doyduğumu hissediyordum. Kış uykusundan uyanmış bir ayının ilk kez yemek yiyişi gibiydi sofraya saldırışım. Aybars bana dikkatle bakıyordu, yanaklarım hafifçe kızarırken tekrar uzayan dişlerini fark ettim.
Yeminden sonra dişlerini her gördüğümde heyecandan dizlerim titriyordu. Titrek bir nefes alıp yerimden kalktım, ait olduğum yer olan kucağına oturup boynuna sarıldım.
Aramızda cinsel bir şey olmasa da, sadece sarılmak bile o kadar iyi hissettiriyordu ki anlatamam. Ellerimi ensesindeki saçlarına götürdüm, dişleri hafifçe boynuma sürtündü. Kafamı sağa eğip ona yer açtım ve hazzı beklemeye başladım. Çok beklememe gerek kalmadan vücudum hazzın şiddetiyle geriye büküldü.
Ellerim saçlarına sımsıkı dolanmıştı, beni son kez emip geri çekildi. Gevşeyen bedenime sımsıkı sarılıp beni koklaya koklaya öptüğünde derin bir nefes aldım. Sevildiğini hissetmek böyle bir şeydi galiba.
Ellerim saçlarından ayrılıp omuzlarına düştü, vücudumun tüm ağırlığını üstüne bıraktığım için hafifçe kıpırdandım. Başımı da omzuna yasladım ve doyan karnım sayesinde tatlı bir mayışıklıkla gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTAR BENİ!!!
VampirAnnesi ölünce akrabası olmadığı için üvey babasıyla kalmak zorunda kalan Taner, kimsenin tahammül edemeyeceği şeyler yaşarken, yıllar sonra kurtarılacağını bilmeden normalde daha tehlikeli olan kollara kendini teslim eder.