Geldikleri yer çok farklı bir muhitteydi. Ev filmlerdeki gibi kocaman pencereleri olan, devasa bir yapıydı.
Giriş kapıları arkalarındaki hizmetçiler tarafından açıldı. İçerisi büyük bir giriş ve ardından zengin bir salona açılıyordu. Bir hizmetçi gelip çantamı aldı elimden, tüm eşyam bir çantaya sığabiliyordu maalesef.
"Benim odama yerleştirin eşyalarını, benimle birlikte bu genç." Sesi otoriter ve buz gibi soğuktu. İçim hafif bir korkuyla sarsıldı, yoksa daha beter şeyler mi yaşatacaktı bu adam bana...
Korkumu içime gömüp yanında durmaya devam ettim ama tuvaletim gelmişti, hemde tutamayacağım kadar çok. Elimi üstündeki koyu mavi gömleğin eteğine atıp hafifçe tuttum, bakışları bana dönünce biraz tuhaf hissetmiştim. Tek kaşını kaldırıp bakınca sessizce fısıldadım.
"Şeyyy, tuvalet nerde? Ben..." Başka bir şey demeden suratıma bakan adama bir bakış attım.
Parmaklarını şıklatınca hizmetçi kızlardan biri yanımıza geldi, ben biraz daha adama yaklaşırken konuştu.
"Odama götürün, sonra da yemek ve içecek servisi yapın odama, tek kişilik. Genç ne yemek isterse o hazırlansın."
Ne yemek istersem mi? Aç olduğumu hissetmesemde en son sabah bir şeyler yediğimi hatırlayıp yutkundum. Çok utanmıştım, hizmetçi kız 'buradan efendim' diyerek yol gösterince takip ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTAR BENİ!!!
VampirosAnnesi ölünce akrabası olmadığı için üvey babasıyla kalmak zorunda kalan Taner, kimsenin tahammül edemeyeceği şeyler yaşarken, yıllar sonra kurtarılacağını bilmeden normalde daha tehlikeli olan kollara kendini teslim eder.
