Odaya geçtiğimde benimle birlikte içeri giren hizmetçi kız bana önce banyoyu gösterdi, sonra temiz havlu verip yemek için ne istediğimi sordu. Kararsız kalsam da ne zamandır babam almadığı için yiyemediğim bir şey söylemek istiyordum.
"Şey, mümkünse kızarmış tavuk butu ve tereyağlı, şehriyeli pilav, kola ve puding." Kız bir süre beni süzüp başını salladı.
"Pudinginiz neli olsun efendim?" Ciddi bir soru mu diye baktım yüzüne. Gayet ciddiydi, ben bugüne kadar sadece kakaolu puding yemiştim. Onun için sorusuna soruyla cevap verdim.
"Neli var?" Bir iç çekip saymaya başladı.
"Çikolatalı, vanilyalı, çilekli, muzlu, kahveli, çikolata ve portakal kabuğu rendeli şuan elimizde olanlar efendim."
"Daha önce hiç çilekli yemedim, çilekli olsun lütfen."
Kısa bir baş selamı verip çıkınca kendimi odadaki banyoya attım, çok sıkışmıştım.
Yemeğimi getirdikleri zaman o kadar uykum gelmişti ki, neredeyse koltukta uyumak üzereydim. Tekerlekli bir masayla, üstü metal kapaklarla kapalı gelen yemeklerin kokusu odaya dolmuştu. Kokular ağzımı sulandırırken ayağa kalkıp ufak masaya ilerledim.
Yemekleri tek tek servis edip odadan çıktılar, masada cam bir kasede pembe bir puding duruyordu. Çilekli puding...
Tek başıma kalınca dolan gözlerimle, yemeğimi bir lokma bile bırakmadan silip süpürdüm. Babam her lokmamı bitirmemi isterdi, pudingi kaşıklarken gözyaşım yanağıma doğru süzüldü.
Gözyaşlarım ve yalnızlığıma rağmen çilekli puding çok güzeldi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTAR BENİ!!!
VampirAnnesi ölünce akrabası olmadığı için üvey babasıyla kalmak zorunda kalan Taner, kimsenin tahammül edemeyeceği şeyler yaşarken, yıllar sonra kurtarılacağını bilmeden normalde daha tehlikeli olan kollara kendini teslim eder.