Bir yandan ağlayıp, bir yandan pudingimi yerken kapı açıldı. İçeri giren kurtarıcım beni ağlarken görünce yanıma geldi. Gözleri dikkatle yüzümü inceliyordu, sormak istiyor ama soramıyordu sanki.
"Yalnız yemek yemeyi sevmiyorum, hiç sevmiyorum." Annemle oturup babam yokken gülüşerek yediğimiz yemekleri çok özlediğim doğruydu.
Babam varken sofrada hiç ses çıkmazdı. En ufak yüksek seste, ikimizi birden azarlayıp yemeği bize zehir ederdi. Her yemekten sonra bir içki içer ve kendi köşesine çekilip keyif yapardı.
Hatıralarımda bile annemin gülüşünü solduruyordu adam, onu hiç sevmiyordum. Kötü şeyler yaşatmıştı bana ve daha kötü şeyler yaşamama zemin hazırlamıştı.
"Ağlama çocuk, birlikte yeriz bundan sonra. Bu yüzden ağlama bir daha, ne olursa olsun bana söyle, tamam mı?"
Sert hatlı yüzüne baktım, sarılmak istiyordum. Hayır sarılmaya ihtiyacım vardı, hemde çok.
"Bana bir süre sarılır mısın o zaman? Bunu çok istiyorum." Oturduğu tekli koltukta kıpırdandı, ellerini koltuğun kollarına yukarı doğru koyup minicik bir tebessümle 'gel' işareti yaptı. Bebek çağırır gibi, bu hareketine güldüm hafifçe. Gözlerimi silerek kucağına sokuldum, ondokuz yıldır ilk kez annemden başkası bana ben istedim diye sarılıyordu.
"Bir daha ağlama çocuk, ben her istediğinde sarılırım sana." Elleri saçlarımı okşuyordu, karnım doymuş kedi gibi seviliyordum. Göz kapaklarım kapanırken bende kollarımı daha da sardım ona.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTAR BENİ!!!
VampireAnnesi ölünce akrabası olmadığı için üvey babasıyla kalmak zorunda kalan Taner, kimsenin tahammül edemeyeceği şeyler yaşarken, yıllar sonra kurtarılacağını bilmeden normalde daha tehlikeli olan kollara kendini teslim eder.