Ekin: Şimdi olanları mantıklıca açıklayacağım ve sen beni onaylayacaksın tamam mı?
Nilsu: Evett ay yani tamam
Ekin: Bugün alışveriş yapacağım yere geldin ve peşimden ayrılmadın. Sonra da sırada arkama geçtin?
Ekin: Sonra telefon numaramı kasiyere...
Nilsu : Yani üzerinden iki gün geçince jetonlar anca düştü benim
Nilsu: Şoktan ötürü kendime zor geldim de biraz
Nilsu : Sen bana ciddi ciddi sevgilim dedin
Ekin çevrimiçi
Nilsu : Böyle öptün, sarıldın
Nilsu : Nil'im dedin
Nilsu :
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ekin : O şerefsizi senden uzak tutmaya çalışıyorum, o yüzdendi
Ekin : Piçe etki de etmiyor ama sessiz kaldıkça, tepki vermedikçe iyice saçmaladı
Nilsu : Çok güzeldi ama
Nilsu : Sırıttım yine
Nilsu : Neyse biraz daha konuşursak bu konuyu
Nilsu : Düşüp bayılabilirim
Nilsu : Ne yapıyorsun
Ekin : İnkılap çalışıyorum
Nilsu : Final için mi
Ekin : Sayılır
Nilsu : Of evet ya geldi yine final haftası
Nilsu : En azından yıl sonu
Nilsu : Çabuk bitirdik ilk yılı
Ekin : Aynen
Ekin çevrimdışı
Nilsu : İşte bende oturuyorum öyle ne yapayım
Nilsu : Çok teşekkür ederim beni merak edip sorduğun için
Ekin çevrimiçi
Ekin : Sen ne yapıyorsun
Nilsu : Seni düşünüyorum
Nilsu : Ben böyle karşında dursam ve nefes alsam da bana aşık olsan olmaz mı
Nilsu : Seni aşık etmeye çalışmak çok zor
Ekin : NDKSLSMAKAMASLMSALWLQŞQÖQĞ
Nilsu : Oha ilk defa bu kadar uzun random attın
Nilsu: Güldürdüm mü seni
Nilsu : Güldürdüm güldürdüm
Ekin : Yo gülmedim
Ekin : Telefona su damladı
Nilsu : NDKSLSMAKAMASLMSALWLQŞQÖQĞ
Nilsu : Kuzenim yazmış desen daha mantıklı olurdu
Ekin : Cidden işsiz gibi attığım saçma randomu mu kopyaladın
Nilsu : Ne münasebet
Nilsu : Niye kopyalayayım
Nilsu: Randomunu tek tek yazdım
görüldü.
Ekin çevrimdışı
Nilsu : Seni sinir etmek çok eğlenceli
Nilsu : NDKSLSMAKAMASLMSALWLQŞQÖQĞ
**
Elimdeki kalemi döndürüp dururken bir yandan da kahvemden yudum aldım. Aklıma üç gün önce Boran ve kahve olayı geldiğinde tüm tüylerim diken diken olmuştu.
Eğer tavırlarından şüphelenmeyip onu içseydim şu an başıma ne gelirdi düşünmek bile istemiyordum.
İçinde ne olduğunu da bilmiyordum üstelik. Uyku ilacı olabilirdi, beni uyutup bir yere götürecekti belki de. Ya da başka ilaç olabilirdi. İçeriğini bilmiyor olmam beni daha çok korkutuyordu.
Bu kadar takıntılı ve iğrenç bir zihne sahip olduğunu daha önce hiç fark etmemiştim. Eğer fark etseydim baştan mesafemi koyardım ve tüm bu olanların önüne geçmiş olurdum.
Bahçede öylece kahveyi incelerken "Nil?" diyen bir sesi duyduğum için irkildim. Bakışlarım Ceyhun'a döndüğünde tebessüm ettim.
"Ceyhun, naber?" diye sorduğumda yanıma oturdu ve bakışlarını bana çevirdi.
"Ben iyiyim, sen nasılsın?" diye sorduğunda bakışlarım biraz ötemizdeki banka oturmuş kişiye çevrildi. Yine öylece beni izliyordu. İç çekerken bakışlarımı Ceyhun'a çevirdim.
"Neden hakkımda bilgi almak için seni kullanıyor?" diye sordum. İster istemez yüzüm asılmıştı. Gelip benimle iki kelime etmesi bu kadar zor olmasa gerekti.
Ceyhun ne diyeceğini bilemedi. Öylece bana bakakaldı. Sonra ise "Sen bunu nasıl anladın?" diye sordu hayretler içerisinde. Onun bu denli şaşkına dönmesi beni güldürürken bakışlarımı kaleme çevirdim ve parmaklarım arasında döndürmeye devam ettim.
"Sanırım senin bunu bilmemen gerekiyordu," dedi masumca. "Aramızda kalsa olur mu?"
"Yoo, şimdi gidip ondan hesap soracağım."
"Ne diye hesap soracaksın?" dedi gergin bir ifadeyle. Gülmemek için kendimi tuttum.
"Niye gelip kendin soracaklarını sormuyorsun diyeceğim. Ceyhun anlattı bana her şeyi diyeceğim."
Ceyhun "Bana bunu yapamazsın!" diyerek yeşilçam dramına bağladı olayı.
Ona kahkahalarla gülmeye başladım. Bedenimi arkaya doğru bırakıp çimlere başımı koyarken hala gülmeye devam ediyordum. Ellerimi karnımın üzerinde topladım ve Ceyhun'un hayrete düşen ifadesine bakıp yeniden kahkaha attım.
"Son gülen iyi güler, küçük hanım," dedi tehditkar bir ifadeyle. "Tüm gün Ekin'in senin dibinde olup sana nefes aldırmadığında da kahkahalarla izleyecek olan benim."
Aniden tükürüğüm boğazıma kaçarken öksürmeye başladım. Çimlerde hafifçe doğrulup Ceyhun'a baktığımda oldukça ciddi göründüğünü fark ederek gözlerim kocaman açılmıştı.
"Ne demek senin dibinde olacak?" dedim hayretler içerisinde. Bakışlarım yeniden Ekin'e döndü. Yüzünde o aşık olduğum hafif tebessümüyle beni izliyordu. Sıcak bastığını hissederken bakışlarımı yeniden Ceyhun'a çevirdim. O ise omuz silkerek benim az önce yaptığım gibi çimlere uzandı. Ben şaşkınca ona baktığım için geri yatmamıştım.
"Boran'la seni aynı sınıfta tek bırakacak değil," dedi. "Bu olaylarla polis ilgilenene kadar Ekin yanında olacak," derken hafifçe gülmüştü. Neye güldüğünü anlayamadığım için kaşlarım çatıldı.
"Neye gülüyorsun sen?" dediğimde omuz silkti. Bana cevap vermedi.
Korku dolu bakışlarım yeniden Ekin'e çevirdim.
O benim dibimdeyken ben nasıl sınavlarıma çalışacaktım???
