Dediler Ki - AnlarsınYeni keşfettim ve durmadan dinliyorum. İnanılmaz güzel, siz de dinleyin<3
500 yorum?☁️
**
Şoktan ötürü herhangi bir tepki veremezken hâlâ onu izliyordum. Onu burada görmeyi o kadar beklemiyordum ki, anlık olarak beynim tüm fonksiyonlarını kapatmıştı. Afallamıştım.
Ekin babamın toprağının üzerine bir tane kırmızı gül bıraktı, sonra ise toprağını okşadı. Bu manzara artık daha çok canımı acıttığı için gözlerimden yaşlar daha hızlı akmaya başlamıştı.
"Gelmişsin," dedim titrek bir sesle. Ekin, babamın mezarının başından kalktı ve etrafından dolanarak yanıma geldi. Yattığım yerde doğrulduğum anda o da dizlerinin üzerine eğilmiş ve yanağıma iki elini koyarak gözyaşlarımı silmişti.
"Hiç gitmedim ki." Gözleri bana ilk defa şu an, bu kadar dolu bakıyordu. "Ben senden hiç gitmedim. Geç geldim ama gitmedim, Ahsen."
Normal bir zamanda olsak bu durumumuz benim kalbime indirirdi. Zaten yine normal bir zamanda olsak Ekin belki de bu kadar hızlı adım atamazdı bana. Zaman alırdı. Böyle olmazdı. Bunun farkındaydım.
"Ekin," derken sesim daha fazla titremeye başlamıştı. Günlerdir koruduğum sessizliğimi onunla bozacağım aklımın ucundan bile geçmemişti.
"Şş," diyerek göğsüne bastırdı kafamı. Kollarımı hemen onun beline dolarken kendimi iyice koyvermiştim.
Sanki günlerce beklediğim onun kollarıymış gibi, sanki konuşmak için onu beklemişim gibi...
"Konuşmana gerek yok." Saçımı okşarken kulağıma fısıldıyordu. "Ben buradayım."
Burada.
Burada ve kalbi yanımda olduğu için mi bu kadar hızlı atıyordu?
"Babam." Göğsüne başımı daha fazla bastırdım ve kokusunun biraz olsun beni sakinleştirmesini istedim. "Babam gitti Ekin."
"Biliyorum," dedi sadece.
"Öldü."
Tek kelimenin altında ezildi ruhum.
İdrak etmek ister gibi sessizce tekrar ettim. "Öldü."
"Buradayım," dedi sadece. "Olması gerektiği gibi."
Ne kadar süre babamın mezarının yanında sarılarak durduk bilmiyorum. Kolları, kokusu, sesi, dokunuşları... Beni biraz olsun sakinleştirmişti. Hâlâ ağlamaya devam ediyordum ama gözyaşlarım yavaşlamıştı. O yanıma geldiğinde bedenime ölüm sakinliği çökmüş gibi hissettim.
"Neden geldin?" diye sorarken buldum kendimi. Muhtemelen ağlamaktan oldukça şişen ve kıpkırmızı olan gözlerime bakarken adem elması hareketlendi. Yutkunmuştu.
"Bana ihtiyacın vardı."
"Senden gitmiştim." Başını hafifçe salladı.
"Evet," dedi. "Gittin ama gidişin bana olan öfkenden değildi," diyerek ufak bir açıklama yaptı bana. "Şu an yanında olmalıydım. Orada, burada, şurada değil. Sadece senin yanında." Gözlerine bakarken iç çektim. Okyanus gözleri bu sefer beni boğmuyordu.
"Eğer gerçekten benim yüzümden gitmiş olsaydın gelmezdim." Oldukça kararlıydı. "Sana iyi gelmiyorsam ve çözümün gitmekse engel olmazdım. Evet bana sinirlisin. Seni çok kırdım, farkındayım." Gözlerime büyük bir anlamla baktı. "Ama benden gitme, Ahsen. Beraber halledelim her şeyimizi. Birbirimizi yeterince yıpratmadık mı? Bak benim okuldaki görevim de bitti. Artık senden uzak kalmamı gerektiren bir durum yok." Elini yanağıma götürüp gözümdeki yaşı sildi. "Gitme benden," derken hafifçe tebessüm etti. "Yanan benim yüreğim değil. Senin evin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Çıkmazı | texting
ChickLitEkin: Şimdi olanları mantıklıca açıklayacağım ve sen beni onaylayacaksın tamam mı? Nilsu: Evett ay yani tamam Ekin: Bugün alışveriş yapacağım yere geldin ve peşimden ayrılmadın. Sonra da sırada arkama geçtin? Ekin: Sonra telefon numaramı kasiyere...