6 - Bencil

132 22 56
                                    

SAYEZEN

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

SAYEZEN

Seyas Köyü

İkindi

Böyle bir şey yaşanacağını düşünmemişti Saye. Ahzem'le ettikleri kavga daha önce yaşanan hiçbir çekişmeye, kibarca laf sokmalara, belli belirsiz göz devirmelere ya da hırslı inatlaşmalara benzemiyordu. Adam ona bencil olduğunu söylemişti. Pek de suçlayamazdı onu ya...

Her şey zümrüt saçlı, güzeller güzeli perinin minik muayenesinden sonra başlamıştı.

"İyisin," demişti Kuzeh Marseha dilinde. Saye Yıldız dilini anlayabiliyor ama pek akıcı konuşamıyordu. Periler ise ondan çok daha yetenekli oldukları için kibarlık edip kendi öz dillerini kenara atarak hafif aksanları ile beraber gayet akıcı olarak Marseha dilini konuşuyorlardı. "Bebek de iyi, olması gereken boyutta ve olması gereken yerde."

Saye de böyle düşündüğü için zoraki bir gülücük atmıştı teşekkür maiyetinde. Çıplak karnı üzerinde dolaşan zarif kemikli, soğuk eller hoşuna gitmemiş; Kuzeh'in, cadının hiç yüzüne bakmadan yaptığı ince muayenenin çabucak bitmesini dilemişti. Kadının, Saye'ye olan dokunuşlarının hepsi ahlaki zorunluluktan fazlası olmadığını biliyordu Saye. Kimseyi zorlamak istemeden iç gömleğini indirip karnını örttü.

"Ama iksirlere ara vermen lazım. Özellikle de kemiklerini güçlendirenlere. Bedenini doğuma hazırlamak zorundasın yoksa doğum her ikiniz için de ölümcül olabilir," dedi Kuzeh. Büyük bir ciddiyetle ince kaşlarını kaldırdı. Uzun kirpikleri bile yemyeşildi.

Saye bunu biliyordu. En son ormanın ötesinde içmişti zaten otlarını. Bir şey demeden başını salladı.

"Ata binmeni de önermiyorum," dedi daha sonrasında.

Saye yine başını salladı.

"Aslına bakarsan bu yolculuğa sensiz devam edebilirler Sayezen cadı," dedi kadın hiç teklemeden.

"Anlamadım?" Saye bu öneri karşısında şaşırıp yerinde hafifçe doğruldu. Eli karnının üzerinde gidip gelirken oturduğu minderler altında kaymıştı. Kadın poposunu hafifçe kaldırıp kırmızı parlak bir kumaşın içine sokulmuş yastığı yere fırlattı.

Kuzey sanki yüzüne atılmış gibi yere düşen yastığa baktı. "Burada kalır, misafirimiz olursun," dedi.

Bu kadar şaşırmış olmasa belki de gülerdi cadı. "Burada, sizinle birlikte?"

"Evet, neden bu kadar çok şaşırdın ki? Seve seve sana yardımcı olurum."

"Bundan pek emin değilim çünkü benimle konuşurken yüzüne bile bakmıyorsunuz," dedi cadı. Sesinin bu kadar kırgın çıkmasını istemezdi ama öfkesini göstermeyi göze alamıyordu. Hasna o kadar çok içine işlemişti ki kendisinden bu kadar üstün birine hesap sormak ne kelime sesini bile yükseltemezdi.

AKREP YÜREKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin