26 - Dolunay Altında Bir Buluşma

128 13 12
                                    

S A Y E Z E N

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

S A Y E Z E N

.

Yıldızkalbi Sarayı

Gece

Sayezen odadan tek başına ayrıldı.

Büyük bir kabahat işlemiş de Sultandan azar yemeye gidiyormuş gibi başını önüne eğmiş adımlarını yere sürüyordu. Arkasını korkuluklara dayamış halde kendisini bekleyen Pollimo'ya bakamadı. O kadar çok utanıyordu ki yerin dibine girip kaybolmak istiyordu.

"Beni takip et," dedi Pollimo ve Saye'nin önüne düştü.

Saye kadının merdivenlerde her basamak üzerinde zıplayan bir top gibi inen seri bacaklarını yavaşlatmak istedi. Pollimo olağan zamanlarda arşınladığı yolları sanki şimdi Saye'ye sırf inat olsun diye koşarak geçiyor ve kadını işkencecisine yollamak için sabırsızlanıyordu.

Onun yerine Kethuda konuştu. "Bu kadar üzülmene gerek yok," dedi teselli etmek ister gibi. "Bakire değilsin, daha önce yapmadığın bir şey değil. Haremdeki tüm cariyelerin görevi bu. Sen görevini yerine getireceksin." Durakladı ve aklına gelen mükemmel fikirleri paylaşmak için hızla Saye'ye döndü. "Görevini layıkıyla yaparsan seni ödüllendirir," dedi Pollimo. "Cebin altın görür, sırtın yere gelmez. Bu giydiklerinden kat kat güzel şeyler giyersin, tüm kızlar peşinde koşturur..."

Saye dinlemeyi bıraktı. Onun kafatasını aşamayan içi bomboş laflardı bunlar. Kendisine hiç yardımı olmadığı gibi onu daha da aşağı çekiyor ve boğuyordu.

Üstüne yeterince ilgiyi çekemeyen Pollimo hayal kırıklığı içinde Saye'nin aptallığını küçümsedi. "Önünde bir şans var," dedi.

Saye başını kaldırmamakta direndi. Sonra yürümeye devam ettiler. Kızların neşeli sesi duvarlarda yankılandı. Kahkahaları ve dans şarkılarını duydu. Başka bir ihtimali düşünen Saye'nin kalbi ağırlaştı, bedeni ağırlaştı, kafası yerinden düşüp kopacak gibi oldu.

"Oradan mı geçeceğiz?" diye sordu Saye. Hayatın yoluna doğru ilerliyor olduklarını en sonunda fark etti.

"Başka yol yok." Sesi acımasız bir kesinlikteydi Pollimo'nun.

Saye önünde yürüyen kadının arkasına doğru iyice sindi. Uzun boyundan nefret etti ilk kez, kendisini saklayamayacak olması haksızlıktı. Ne yapacaktı onca kızın arasından geçerken? Tüm gün yüzlerine gülerken onlar da arkasından gülmüşlerdi. Herkes biliyordu nereye gitmekte olduğunu, herkes ne yapmakta olduğunu biliyordu.

Onu kıskanacak ya da ondan daha da mı nefret edeceklerdi? Ya da en fenası ona acıyacaklar mıydı? Sultanın odasına giderken nasıl da zavallı görünüyor mü diyecekler yoksa onu bekleyen şeyler yüzünden onun için telaşlanacaklar mıydı?

AKREP YÜREKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin