SAYEZEN
Seyas Köyü
Akşam
"Sana teşekkür edemedim," dedi Zeir ağaç evin dik merdivenlerinden aşağı inmeye çalışırken. Önce Saye'nin inmesini istemiş daha sonra da ağır aksak adımlarla kendisi harekete geçmişti. Son basamağı Saye'den iki dakika sonra atlamış olması kadını düşündürdü.
Bu yolculuk bu halde nasıl geçecek?
"Ne için?"
"Hayatımı kurtardığın için, ne için olacak?"
"Bahsine gerek bile yok," dedi Saye ağacın koca gövdesini dönerken. Zeir'in onu izleyip bir cevap bekleyen bakışlarından kaçınmak istiyordu.
"Gerek var. Hayatımı kurtardın ormanda. Ben bile yaşamaya o kadar hevesli değilken sen elinden gelenin fazlasını yaparak beni hayata döndürdün. Öleceğimden emindim."
"Bir ara ben de emin olmuştum bundan. Yani o kadar da iyi bir iş çıkarmış sayılmam."
"Yavaş ol biraz, çok hızlı ilerliyorsun." Zeir nefes nefese kalmıştı. "Bana öyle demediler. Sen olmasan, senin ilk çabaların olmasa toprağın altındaymışım çoktan. Öyle dedi buradaki periler."
"Görevimi yaptım Zeir." Atlar akşam karanlığında ileride otluyorlardı. Köyün dışında bir evdelerdi zaten, ayrıca Kuzeh bu saatte burada kimsenin olmayacağını, herkesin kendi evinde derin uykularına kavuşmak için hazırlık yapıyor olacağını söylemişti.
"Beni terk edip buraya gelebilirdin. Bunu yapmadın. Ben de eğer senin için bir önemi varsa yanında olduğumu bilmeni istiyorum. Eğer Ahzem tekrardan burada kalman için ısrarcı olursa bu sefer araya karışıp ona karşı çıkacağım. Yalnız değilsin Saye." Adamın derin soluyan nefesinin arkadasında çırpındığını hissedebiliyordu Saye ama yine de dönüp bakmadı.
Ahzem ve Zeir'in devamlı ona yalnız olmadığını hatırlatıyor olmaları kadının hoşuna gidiyor fakat bu bildirinin hiçbir şeye çare olmadığını düşünüyordu. Zeir'i samimi bulmuyor, mizaçları her ne kadar farklı olsa da adamın Ahzem ile aynı kafa yapısına sahip olduğunu düşünüyordu. Ahzem'i tutardı ateşin. Ahzem yıllardır annesi ile ilişki yaşıyor olsun ya da birçok sırrı ondan saklıyor olsun ya da onlarca masum insanın ölümünden sorumlu olsun, Zeir yine de Ahzem'den taraf olurdu. Bu yüzden Saye adama dönüp bakmadı. Ne kadar yalnız olduğunu, kendisini koruma ve savunma işinin her zamanki gibi sadece kendisine düştüğünü biliyordu.
Bu sebeple de bebeğini burada doğuramazdı.
Ateşinlere güveniyordu en azından. İki erkeğin de Saye'nin güvenliği için uğraş vereceklerini biliyordu ama periler onu hayal kırıklığına uğratmıştı. Burada onlarla yalnız kalmak, bu ağaç evde aylarını hatta yıllarını geçirecek olmak, yapmak istediği şeye o kadar ters düşüyordu ki Ahzem'in ani ısrarı teninin üzerine kızgın yağ dökülmüş gibi hissettirmiş, ona azap gibi gelmişti. Ateşinin dünyadan haberi yoktu. Varsa yoksa kendi doğrularıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKREP YÜREK
FantasyYılan Yürek isimli kitabın devamıdır. .•▪︎°☆°▪︎•. Konu, oluşturulan evren ve karakterler şahsıma aittir. Kitapta şiddet ve intihar sahnelerine yer verilmiştir, lütfen buna göre okuyunuz. Kendinizi tanıyın...