Bölüm 26 : Nişan

1.1K 55 6
                                    

İyi okumalar 🤍

Çağlar ile birlikte seçtiğimiz elbisem üzerimdeydi Derya'nın ısrarı ile yaptığım aşırı makyajımla da tam bir süs bebeği olmuş heyecanla misafirlerimizin gelmesini bekliyordum şimdi.

Bana asırlar gibi gelen bir sürenin sonunda kapı çaldı.

"Ahh geldiler, geldileeer"

"Sakin ol kızım ne güzel işte geldiler sonunda." Hala itinayla laf sokabiliyordu.

"Hadi abla sen bak kapıya"

"Tamam tamam nasılım?" Derken hızla kapıya gittim. Aynada son kez görüntüme bakıp kapıyı açtım.

"Aaa aa Zeyneep"

"Ne o başkasını bekliyordun galiba?" İmayla gülerek hızla içeri geçti bende ardından kapıyı kapattım.

"Neredesin kızım sen keşke herkesten sonra gelseydin ya erken oldu böyle!"

"Ay Defne felaket trafik var inşallah erken çıkmışlardır yoksa daha gelemezler diyim ben sana. Çekil de içeri geçiyim kızım kan ter içinde kaldım zaten otobüste bir bardak su ver gözünü seveyim." Ben mutfağa doğru yürürken Zeynep de peşimden geliyordu.

"Ay Defne dön bir bakayım sana maşallah kızım bu ne güzellik güneş gibi parlıyorsun ay gibi aydınlatıyorsun etrafı tütütütü."

"Sağ ol aşkım ama beklemekten aktı gitti makyajım kıyafetimde kırışmasın diye bir saattir oturmuyorum hiç. Biraz erken hazırlandım galiba." Derken bir bardak suyu Zeyneb'e uzatıyordum. Tam o sırada kapı tekrar çaldı.

"Bu sefer kesin geldiler."
Koşarak içeri gittim.

"Anne bu sefer geldiler geldileer ."heyecandan bir çocuk gibi bir o başa bir bu başa koşturuyordum.

"Kızım ne koşturup duruyorsun açsana kapıyı." Yeniden aynada kendime baktıktan sonra kapıyı açtım usulce.

Kapıyı açtığım an Kıvanç içeriye daldı.

"Öğretmeniiim biz geldiiik." Hala bana anne demeye çekiniyordu yavrum.

"Hoş geldiniiz geç bakalım içeri." Diyip kafamı kapıda bekleyen Çağlar'ın ailesine çevirdim. Bu kısmı hızla geçmeyeceğim sevgili okuyucu çünkü Çağlar'ın anne ve babasını siz de en az benim kadar merak ediyorsunuzdur.

İçeriye önce annesi girdi hoş geldiniz diyip elini öptüm. Aslında Çağlar bana geçmişi anlatmamış olsaydı yani ben tanımıyor olsaydım Kadriye hanımı çok sıcak kanlı sevecen biri olarak tanımlayabilirdim. 160 boylarında beyaz tenli (sanırım bugüne özel biraz makyaj yapmıştı) kahverengi gözlü zayıf ve naif bir hanımdı. Gayet kibar bir şekilde bana sarıldı "çok hoş buldum güzel kızım." Diyerek içeri geçti.

Peşinden babası geldi. Arslan bey Çağlar'ın anlattığı kadar vardı. Biraz sert bir mizaca sahipti. Çağlar kadar uzun bir boya ve iri bir kalıba sahipti. Gözleri tıpkı Çağlar gibiydi ama Çağlar gibi derin bakamıyordu her şeyi kırıp dökmek ister gibi bir hali vardı. "Hoş geldiniz efendim." Diyip eline uzanacakken beni durdurdu. Elimi iki avucunun içine sıktırıp " hoş bulduk kızım." Dedi ve dümdüz bakışlarla içeri geçti.

Peşinden Çınar girdi elimi öpüp "çok güzel olmuşsun yengelerin bir tanesi." Diyerek içeri geçti.

Sonunda sevdiğim karşımdaydı. Usul usul birbirimizi izledik.

"Hoş geldin Çağlar."

"Hoş buldum Defnem çok güzelsin gözümü alamıyorum üzerinden ."

"Sen de çok yakışıklı olmuşsun Çağlar üstelik parfümünün kokusu buraya kadar geliyor."mest olup bayılmak üzereydim kollarına doğru.

EKSİK HİKAYE (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin