Bölüm 33 : Balayı(+18)

5.6K 53 4
                                    

İyi okumalar 🤍

Dışarıdan yüzüme vuran gün ışığı ve boynumda hissettiğim ürpertiyle gözelerimi açtım. Çağlar uyanmış boynumda usul usul parmaklarını gezdiriyordu.

"Günaydın güzelim." Tebessümü içimi ısıtmıştı. Bütün sabahlarımın böyle olması için sonsuza kadar dua edebilirdim.

"Günaydın Çağlar, ne zaman uyandın?" Dedim bende onun gibi elimi yanağına götürüp okşarken.

"Biraz oldu."

"Beni neden uyandırmadın kocam, geç mi kaldık?"

"Hayır daha çok erken ben biraz erken uyanmış olabilirim."

"Uyku mu tutmadı? Yerini mi yadırgadın acaba? Önceden bu tarafta yatıyorsan geçebilirsin benim için fark etmez Çağlar."

"Hayır yavrum yanlış anladın. Seninle uyuduğum iki saat bana yetti de arttı bile senin yanımda yattığını bilirken uyumak zor oluyor. Çok güzelsin Defnem her sabah şu uykulu halini görmeye hazırım."

"Bende beni her sabah böyle uyandırmana hazırım sevgilim." Bana biraz daha yaklaşıp dudaklarımı dudaklarıyla örttü. Bunu bekliyormuş gibi hemen karşılık verdim. Geceden sabaha bir insan ne kadar özlenebilirse o kadar özlemiştim kocamı. Beni sırt üstü çevirip üzerime çıktı ve karnıma oturdu. Ben beni öpecek sanırken bir anda beni gıdıklamaya başladı. Nefesim kesilene kadar gıdıkladı.

"Çağlaaar...." Kahkahalarımın arasında kelimeler yarım yamalak çıkıyordu.

"Çağlar dur!!! İşicem dur dedim yeter!" Sonunda durduğunda derin derin soluklandım.

"Ahh karnım ağrıdı. Kalk üstümden ayı kadarsın zaten organlarım ezildi."

"Alınıyorum ama karıcım. Ben ayıysam sen de benim bal peteğimsin o zaman. Gel de tadına bakayım biraz." Beni tekrar altına çektiğinde bu sefer yüzümü öpücüklere boğdu.

Hareketli bir günaydından sonra Çağlar yataktan kalkıp üzerine eşofman altı geçirdi. Ben de yataktan kalkacakken kasıklarıma saplanan ağrıyla yerimde kaldım.

"Yavrum kalkmayı düşünmüyor musun?"

"Kalkacağım şimdi sevgilim" odadan çıkmasını bekliyordum çünkü beni iki büklüm görsün istemiyordum ama Çağlar inatla çıkmıyor yatağın başında beni izliyordu.

"Benim çalışma odamda birkaç işim var sen duştan çıkana kadar biter işim sonra kahvaltı yapar çıkarız evden."

"Tamam iyi düşünmüşsün. Hadi o zaman sana ödül beni duşa kadar taşıyabilirsin." Sevimli olduğunu düşündüğüm bir tebessüm gönderdim. İkiletmeden yanıma geldi örtüyü açtı ve beni hemen kucakladı.

"Ağrın var değil mi? O yüzden bu çırpınışların."

"Belki... birazcık"

"Seni yıkamamı ister misin?"

"Gerek yok aşkım duşa bıraksan yeter sıcak su iyi gelir."

"Kahvaltıda da bi ağrı kesici içersin bir şeyin kalmaz güzel karım." Beni duşakabinin içine bırakıp duş suyunu ayarladı. Havlumu kapının yanına astı.

"Bir şeye ihtiyacın olursa seslen. Ben seni içeri taşırım yine yavrum." Yanağımdan öptü ve banyodan çıktı. İçimde tuttuğum nefesi bir solukta bıraktım. Bir süre boşboş akan suyu izledim sonra sırtımı fayansa yaslayarak suyun altında yere oturdum. Dün babam için akıtamadığım tüm göz yaşlarımı burada bıraktım. Ne kadar ağladım burada bilmiyorum ama kapının çalınmasıyla kendime geldim.

EKSİK HİKAYE (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin