Şimdi Felix ve arkadaşları adeta uzun bir koridoru andıran büyük bir sınıftaydılar.
Avize ve meşaleler ile aydınlatılan odada sadece bir koltuk vardı. Nişan alıp vurulacak insan maketlere sonsuz alev vuruyor,gölgeleri adeta ışıkta dans ediyordu."Hoş geldiniz gençler.Sizleri eğitmekten onur duyacağız." Dedi ve üç güzel kadın başları ile selam verdiler.
Kapı hafif bir gıcırdama ile açıldı ve içeriye Lucas girdi.
"Geç kaldım özür dilerim." Felix'e baktı ve gülümsedi.
Tilki, koluyla Felix'e yavaşça vurdu ve kıkırdadı. Nixie de gülüyordu.
Biraz ciddiyet lütfen Nixie, uslu bir cadı olmayı henüz öğrenemedin mi yoksa.?" dedi Efendi Aurora."Gördün mü Tilki yine ben suçlu oldum." diye fısıldadı.
"Evet genç çember büyücüleri!" diye söze başladı Lucas.
" Efendi Lenora savunma dersinize girecek. Efendi Aurora Saldırı ve karanlık sihir dersinize girecek.
Efendi Elena ise temel savunma ve öz savunma derslerinize girecek."Harvey;
" Çember konseyi ne zamandır karanlık sihir veriyor..?" Diye sözünü kesti Lucas'nın..."Saygısızlığınızı göz ardı ediyorum Bay Harvey. Kara çember büyücüleri karanlık sihir kullanıyor. Bizim de bunu öğrenmemiz ve karşı koymamız gerekiyor böylece onlarla mücadelemizde yenilgi almayız, şimdi anladınız mı Bay Harvey!" dedi kızgın bir sesle ve sözlerine devam etti.
"Öncelikle temel savunma dersleri ile başlayacağız. Bu dersleri tamamladıktan sonra Çemberden miras kalan kitapların bir kopyası verilecek ve o kitaplar üzerinden devam edeceğiz. Bu kitaplar çok özeldir ve güçlü sihirler barındırır. Kara çember büyücülerinin bu sihirleri bilmemesi gerekiyor. Onlara karşı en büyük silahımız bu kitaplar. Ders sizindir Efendi Lenora " dedi Lucas ardından Aurora ve Elena ile sınıftan çıktı.
"İlk ve en önemlisi bir düelloda savunmadır. Sizlere bu derslerde savunma üzerine eğitim vereceğim."
" Herkes oradan kendine ait olan asayı alsın lütfen!" dedi ve içinde asalar olan camekanı, asası ile işaret etti Efendi Lenora.
Camekân'ın içinde yedi asa vardı ve her birinin ucunda güçlerinin kaynağı olan doğum taşları duruyordu..
İlk önce Evan camekâna yaklaştı ve asasını incelemeye koyuldu, diğerleri de asasını almak için camekâna yöneldi.
Alessa, Nixie ve Elina'yı dürttü, heyacanlı bir sesle konuştu."Sonunda asalarımız var kızlar. Dayanamıyorum alacağım ben dedi ve almak için elini uzattı. Asaya elini uzatır uzatmaz asa havaya yükseldi ve sınıfın orta yerine uçtu. Kendi etrafında dönüyor, savruluyor adeta dans ediyordu.
"Ama neden o benim asamdı adımın yanında duruyordu." Diye hüzünlü bir çığlık koyuverdi Alessa.
"Asanızı istiyorsanız önce hak etmelisiniz, git ve onu al Alessa!."
"Miyaav! bunu beğendim."
Alessa asaya doğru yürüdü.
Asası dümdüz bir sopayı andırıyordu. Ucunda ise bir göz vardı ve içinde de kedigözü taşı duruyordu." Büyü kullanmama izin var mı efendi Lenora" diye sordu heyecanlı bir sesle.
" Tabi ki de istediğini yapabilirsin."
Alessa ellerini birleştirdi ve mırıldandı "Adtonitus Vinclum" havaya semboller uçuştu.
Alessa elini yavaşça açmaya başladı ve elinde yıldırımdan uzun bir kırbaç belirdi. Kırbaçtan yıldırımlar sağ sola uçuşuyor ve sönüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Felix ve Büyücüler Konseyi
FantasyBüyücüler, cadılar, sihirli yaratıklar... Her şeyin mümkün olabileceği dünyada Felix'in yalnızlığı ve başına gelecekleri kim tahmin edebilirdi ki. Aşkı bulabileceği, dostluğu bulabileceği bu yolda neler kaybedecekti? Yaklaşan savaşın sonucu ne olaca...