Nisan'ın son yağmur damlaları pencerede bir araya gelirken ılık rüzgarlara karşı tutunma mücadelesini birer birer kaybedip yavaşça aşağı akıyorlardı. Felix güneşin ilk ışıklarıyla uyanmıştı. Mutfağa adım atar atmaz pencereyi açtı ve tutunan yağmur damlalarının mücadelesine de son verdi. Yağmurların suladığı temiz toprak kokusunu içine çekti. Biten savaşın verdiği özgürlüğü tüm vücudunda hissetti. Lucas'yı uyandırmamak için son derece sessiz bir şekilde kahve demliyordu. Hareketlerini kısıtlamaya çalışsa da yine de sesler yükselmiş olsa gerek ki Lucas gözlerini ovuşturarak mutfak kapısından geldi.
"Günaydın sevgilim!" dedi titreyen bir sesle Felix. Uyandırdığı için biraz çekingen tavrını gizlese de Lucas'nın neşe dolu günaydını ve hızlıca beline sarılması ile heyecanı dinmişti. Hâlâ Lucas ile birlikte olduğuna, onunla yaşama fikrine alışamamıştı.
Lucas sevdiğinin boynuna bir öpücük kondurdu ve fısıltıya karışık sordu:
"Neden bu kadar düşüncelisin Felix'im?"
Felix yavaşça Lucas'nın kolları arasında döndü."Düşünceli değilim sevgilim. Sadece yeni hayatıma alışmaya çalışıyorum. Sihir dolu ve özgür bir hayat. Bu beni mutlu ediyor, en çok da seninle birlikte olmak."
Lucas Felix'in nemli saçlarını parmaklarının arasına aldı ve geriye bıraktı.
"Biliyor musun Felix'im sana göz kulak olma görevi verildiğinde bana başta istememiştim. Efendi Aaron sadece bana güvendiğini ve benim sana göz kulak olmamda ısrarcı olduğunu söylemese her şey çok farklı olurdu belki de. Bu görevi sadece bir aylığına alsam da aylarca devam ettirdim. Senin güzel ruhun, gözlerin, kendi kendine konuşmaların beni büyüledi. Şu an ise birlikteyiz. Ben bunun için çok mutluyum Felix'im."
Lucas Felix'in dudaklarına bir öpücük kondurdu. "Şimdi hızlıca kahvaltı edelim ve yatağına bıraktığım kıyafetlerini giy. Sana bir sürprizim var."
"Sürpriz mi?"dedi Felix.
"Felix şaşırınca yüzünün aldığı ifadeyi görmen gerekiyor."dedi ve bir kahkaha attı Lucas.
"Lucas gülmesene, sürprizi söyle."
Lucas buzdolabını açmış kahvaltı için aradıklarını seçiyor ve masanın üzerine gitmesi için hızlı hızlı sihirler yapıyordu. Bir orkestra şefi edası ile ellerini kullanırken aynı zamanda Felix'in sürprizin ne olduğunu söylemesi ısrarlarına "Sürpriz söylenmez." diye yanıt veriyordu.
Felix kahvaltısını hızlıca yaptı ve üst kata koştu. Merdivenlerden çıkarken Lucas içinden saymaya başladı. Üç dediği anda Felix''in sesi duyuldu.
"Lucas hava sıcak ve sen kışlık kıyafetler çıkarmışsın!"
Lucas gülmesini durdu ve üst kata seslendi.
"Felix, hava burada sıcak. Bugün dünyayı gezmemizin ilk günü o yüzden giy ve buraya gel!"
Lucas etrafı topladı ve giyindi. Felix beresini takmış eldiven giymeye uğraşarak merdivenlerden iniyordu. Lucas bir an önce gidelim çünkü daraldım.
Lucas elini kaldırdı ve mırıldandı. Evin ortasına bir anda kar ve soğuk bir rüzgâr dolmaya başladı. "Hadi gidelim Felix!"
Birlikte portaldan geçtiler. Felix etrafına bakıyordu. Her yerin beyazlar içinde olması gözlerini biraz yorsa da etrafta koşmaya başlamıştı bile."Lucas her yerde kar var buraya gel!"
Lucas yerden bir avuç kar aldı ve elinde birleştirip Felix'e attı.Felix hemen bir kar topu ile karşılık vermişti bile. Lucas büyük bir kar topu yapıp Felix'e attığı anda Felix hızlıca önüne bir kalkan yarattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Felix ve Büyücüler Konseyi
FantasyBüyücüler, cadılar, sihirli yaratıklar... Her şeyin mümkün olabileceği dünyada Felix'in yalnızlığı ve başına gelecekleri kim tahmin edebilirdi ki. Aşkı bulabileceği, dostluğu bulabileceği bu yolda neler kaybedecekti? Yaklaşan savaşın sonucu ne olaca...