lucid dream oyle sahane bir fic degil ve bununla gurur duymuyorum o yuzden kaybedecek vaktiniz yoksa lutfen okumayin
eger vaktim bol oylesine okurum diyorsaniz, iyi okumalar dilerim umarim seversiniz 🤍
xxx
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"its more fun to be a pirate than to join the navy."
xxx
"kıyafetim hakkında ne düşünüyorsun?" jung wooyoung, aynanın karşısında kendine bakarken sorusunu saatlerdir masasında araştırma ödeviyle uğraşan park seonghwa'ya yöneltti.
seonghwa, siyah çerçeveli gözlüklerini çıkartıp usulca masasındaki kağıdın üstüne koydu ve dönen koltuğunu hafifçe ittirip wooyoung'a baktı. küçüğünü biraz süzdükten sonra kıkırdadı.
"ilk randevun için siyah takım elbise giymişsin."
wooyoung, tek kaşını kaldırıp aynada kendisini bir kere daha süzdü. "bu benim eğlenilecek değil evlenilecek adamım deme şeklim." ardından seonghwa'ya döndü ve göz kırptı.
"gerçekten çok değişik bir çocuksun. yine de eminim san seni her şekilde beğenecek, endişelenme." seonghwa küçüğüne gülümsedi ve masasına koyduğu gözlüğünü tekrar gözlerine taktı. "şimdi ben bu projeyi bitireyim sen de git güzelce eğlen, tamam mı?"
"tamam hyung, kendini projenle çok yorma ben gece iki gibi dönerim." wooyoung, takım elbisesinin siyah ceketini omzuna attı ve kapıyı açtı. tam çıkarken seonghwa'nın duyacağı şekilde, "ya da belki hiç dönmem." diye mırıldandı. elbette tekrar dönecekti ama ağabeyini sinir etmeye bayıldığı için her evden çıktığında bu şakayı yapardı.
kendi kendine güldü ve randevusuna doğru yola çıktı.
xxx
park seonghwa.
bu ismi eminim daha önce duymamışsınızdır çünkü seonghwa çoğu öğrenci gibi sıradan bir üniversite öğrencisi. popüler, öğretmen çocuğu veya zorba değil. kimse seonghwa'yı bilmez. o sadece üniversitesine gider, öğretmenin verdiği projeleri ve sunumları yapar, tam not alırdı. hayatı tamamen bu döngü içindeydi.
sanırsa tek aksiyonlu olayı, kardeşi wooyoung'du. wooyoung, seonghwa'yla aynı üniversiteyi kazanıp ağabeyinin peşinden gelen ve onun yakasını asla bırakmayan haylaz birisiydi. yine de seonghwa kardeşine minnettardı. sıkıcı ve sıradan hayatına renk katıyordu.