~İNTİKAM~

56 30 0
                                    

İçeriye attığım adımla pişman olmuştum. Bu sefer beni tedirgin eden tanıdık yüzlerdi.
İlk defa bulunduğum ortama yabancı olmak istemiştim.
Bir köşe de durmak istesem de çok ta geniş olmayan mini salon da kaybolmak mümkün değildi. Boş olan pufa doğru ilerledim.

- Bakar mısın?

Sesin sahibine dönmeden kime ait olduğunu anlamıştım. Ses bir zamanlar gücüne ilgi duyduğum ama o güçle beni ezen kişiye aitti.
Ona doğru döndüğüm de bir anlığına şaşkın bakışlarını gördüm.

- Esila, seni burada görmeyi beklemiyordum.

- Melis’in davetlisiyim. Organizasyon hakkında benim de pek bilgim yoktu.

- Söylese gelir miydin?

- Sanmıyorum.

Bakışları soğuk bir hâl almıştı. Onca şeyden sonra gerçekten görüşmek için hevesli olmamı mı bekliyordu?

- Neyse hepimize sürpriz oldu.

Kısa bir duraklamanın ardından sözlerine devam etti.

- Bu arada çok hoş gözüküyorsun.

Ondan iyi bir şey duymak az da olsa gerginliğimi almıştı. Bir süre sohbet ettikten sonra arkadaşlarının yanına gitti. Gözlerim tanıdık simalara değdikçe ister istemez bakışlarımı kaçırıyordum. Hatırlatacak her şeyi geride bırakmışken geri dönmem sırf Melis’in hatırınaydı. Bu şehir bile fazlayken beni buraya getirip üstüne gecikmesi onun yapacağı bir şey değil gibiydi.

Melis’e mesaj atmaya devam ederken Emre gelmişti.

- Esila, herkes seni merak ediyor. Gel de bir selam ver.

Bulundukları yere baktığımda sahnenin önünde sohbet ettiklerini gördüm. Henüz müzik başlamamışken uğultuya mahal veren ortam beni de içine çekiyordu. Demin ettiğimiz düzeyli sohbete güvenerek ayağa kalktım. Yanlarına vardığımızda aslında bakışların zaman içinde değişmediğini gördüm.
Önce bir inceleme sonrasında şaşkınlık ve müstehzi gülüş ile son bulan beş saniye önyargımı beslemişti.

Kısaca selamlaştıktan sonra Emre söze girdi.

- Arkadaşlar Esila benim liseden arkadaşım. Aynı sınıfta okuduk.  Kendisi çok zeki bir kızdı. Notlarına imrenirdim.

Yüzümdeki gülümseme yayılmaya o ise konuşmaya devam ediyordu.

- Ama çok sessiz sakin bir tipti. Ona da hak veriyorum tabi benim de kendini belli eden bir sağlık sorunum olsa ben de görünmemeyi tercih ederdim.

Gülümsemem yüzüm de solarken sohbet kendi dalgalarında devam ediyordu. Simaen tanıdığım bir kız koluma dokundu.

- Tamam ya şimdi hatırladım. Seni çoğunlukla ağlarken görüyordum.

Arkadaşlarına dönerek ay çok üzücü derken bir adım geri gittim. Gözlerim meraklı bakışları aşarak Emre’yi bulmuştu.
Geçmişte kalsa da ben onu kalbime bir şekilde almıştım ve bunun kırgınlığını yine kendime karşı hissediyordum.

Suskunluğumu serzenişim bozdu.

- Buna ne gerek vardı.

Emre sırıtarak konuşmaya devam ediyordu. “Esila bunları aşmış olman gerek hem...”
Lafını kesip gücümü sözlerime yansıttım.

- Hatırladığınız detayların arasında yaralarımın olmasını normal karşılayamıyorum. Ben de eksik gördüğünüz her şey geçici unsurlardı. Oysa sizin kusurlarınız?

- Kusur mu, ne gibi bir kusurdan bahsediyorsun?

Daha cümlemin altında yatan anlamı bile kavramadan suratlarının bu şekilde tedirgin bir hale bürünmesi içler acısıydı.

GEÇMİŞİN İZLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin