Derin bir okyanustayım. Boğuluyorum ama garip, çıkmak için çabalamıyorum.
Okyanusun tadını hissediyorum. Yavaşça doluyor ciğerlerime. Hissediyorum. Ölüm yakınımda. Hem de çok yakında.
Bir adam. Hayır bir balık. Bu bir denizadamı olmalı. Yanıma yaklaşıyor. Bilincimi kaybetmek üzereyim.
Dudaklarını dudaklarıma yaklaştırıyor. Ciğerlerimdeki su boşalmaya başlıyor. Tekrar nefes alıyorum. Okyanusun ortasında nefes alıyorum.
Gözlerim karanlığa açılıyor. Üzerimde bir sürü el var. Birkaçı çocuklara ait. Bazıları ise yetişkinlere. Hepsi de kirli.
Vücudumda buluşuyorlar. Bedenimi kirli el izleri kaplıyor. Tekrar kapatıyorum gözlerimi. Hiçliğe kapatıyorum. Sonsuzluğa belki de.
Kalbimin atışını tüm bedenimde hissederken başkasının kalp atışlarını da duyuyordum. Hiçbir anı yoktu. Duyduğum bu ses kime aitti bilmiyordum.
Anılarımın, hatıralarımın peşine düşmüştüm. Bu ses kime ait bulmalıydım.
Yolumda cam kırıkları, kafamda onlarca ses.
Başarabilirdim. Başaracaktım.
☁️☁️
"Burası, işkence odasına benziyor." dedi. Yanımda olduğunu fark etmemiştim.
Gözümün önüne düşen birkaç kesitle olduğum yere oturmak zorunda kaldım.
"Evet." diyebildim. İşkence odası gibi.
"İyi misin?" dedi yanıma çökerek. Bir şey söyleyemedim.
"Bir şey mi hatırladın?" dedi. Evet'
Geçmişimi hatırladıkça daha da kötü oluyordum. Kalbime giren ağrıyı durduramıyordum.
Yırtık eldiven, eski bir bere. Gördüğüm silüet bunları taşıyordu.
Peki bana ne yapmıştı?
"Hayır. Önemli değil. Sonra konuşalım." dedim. Üzerine düştükçe daha kötü hissediyordum.
Yüzümü ellerinin arasına aldı. Gözlerindeki deniz dalgalarının sesi beni sakinleştirmeye yetmişti. Bunu biliyor gibiydi. Nefes alışverişim normale dönene kadar alnını alnıma dayayıp bekledi. Daha fazla soru sormadı. Sadece bekledi.
Normale döndüğümü fark ettiğinde ise ayaklandı.
"Gel." diyerek elini uzattı. Azad çoktan gitmişti ortalıktan. İki yan odaya girdik. Burası ise gündelik ve sakin bir odaydı. Bilgisayar, masa ve birkaç sandalye vardı sadece. Sandalyelerin birisine oturup bilgisayarı açtı.
Ben ise hala gördüklerimi düşünüyordum. Beynimin içinde o kadar çok şey vardı ki, ne yapsam susturamıyordum.
"İşte sorularının cevabı." bilgisayardan bir video açmıştı. Yanındaki sandalyeye oturup videoyu izlemeye başladım.
İlk birkaç saniye karanlıktı. Daha sonra bir adam bağırmaya başladı.
"Ne oluyor? Neredeyim ben?" tanıdık bir sesti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İyi ya da Kötü... ARAF
Teen FictionAcım gözyaşlarıma sığmıyor. Acım kağıtlara sığmıyor. Acım sigara paketlerine sığmıyor. Ölüyorum ve beni kimse görmüyor.. Önce yağmur yağmaya başladı. Yağmuru hiç sevmezdim. Bana o karanlık ve çirkin geceyi hatırlatırdı. Sonra aniden kesildi. 'Hah...