Bölüm 12

112 365 125
                                    

Bir süre sonra insanlar pek umurunda olmuyor. Kendi kabuğuna çekiliyorsun ve dış Dünya'dan koparıyorsun kendini. Yorgun bedenin küçük dünyanda yalnız yaşamayı öğreniyor.

Şu an camı açıp ses tellerim kopana kadar bağırabilirdim.

"Mutlu musunuz orospu çocukları? Vicdanınız rahat uyuyor musunuz?"

Ya da kendimi aşağı bırakabilirdim. Havada süzülen bedenim hiçbir şeyi umursamayıp huzura giden yola başkoyabilirdi.

Ama, boşversene.

Bir sigara yakmayı tercih ettim.

Paketimden bir sigara daha eksilirken odamdaki duman bir kat daha kalınlaşıyor. Ciğerlerim kalbime ayak uydururken kapatıyorum gözlerimi.

"Bu günleri atlatacağım. Atlatacağım."

İçimdeki bir ses atıldı hemen ortaya.

"Bok atlatırsın. Kötüler kötü günler geçirmeli. İyi günler iyilerin hakkı."

"Atlatacağım, atlatacağım."

️☁️

Gözlerim ilk defa güzel bir sabah için açılmıştı. Burnuma dolan bu erkeksi koku nabzımı yükseltmeye yetmişti.

Elim hala kalbinin üzerindeydi. Ne yani, onca saat hiç bırakmamış mıydı?

Gideceğimden korkmuş olamazdı. Bana bağlanamazdı.

Dünkü hali geldi gözlerimin önüne. Dokunsam bayılacakmış gibi duran güçsüz bedeni. Üstünde onlarca yük varmış gibiydi. Hepsini bana bırak Ateş' demek istedim. Ver biraz da ben taşıyayım'. Ama o ona sadece sarılmamı istemişti. Yükleri kendinde kalsın ben sadece ona destek olayım istemişti.

Onun gözündeki hüznü görünce kalbim yaşamayı bırakmıştı sanki. Buz tutmuş okyanusun üzerinde özgürce dolanırken ayaklarımı yerden kesip bedenimi suya gömen onun vurduğu darbeydi. Buzlarımı kırmıştı ve ben okyanusun dibini görmüştüm.

Ona bağlanmış mıydım?

Hayır. Bu mümkün olamazdı. Eda gitmiş olsa da bana öğrettikleri ona bağlanmama engeldi. Eda'yı kaybetmek hayatımda verdiğim en zor kararlardandı ama onun için, geçmişim için değerdi. Hem o varken yalnızlıktan korkmama gerek yoktu ki.

Elimin üzerindeki eli yavaşça kaldırdım. Onu uyandırmamalıydım. Çünkü yanıma gelene kadar hiç uyumadığı belliydi. Biraz uyusun istedim. Doğrulup dirseğimin üzerine yaslandım. Onu uyurken ilk defa görmüyordum ama ilk defa izliyordum. Denizleri dinmiş, dalgaları sakinleşmiş, kıyıya vuran çer çöp göz çukurlarında birikmişti. Kirpikleri o çöpleri bile korur vaziyetteydi. Doğru ya, çöpse bile onun denizinindi. Ve o denizde yüzmek için denizkızı olmayı diledim.

Evet. Galiba ona bağlanmıştım.

Sakin davranarak ondan uzaklaşmayı başardığımda yataktan kalktım. Belki de ilk defa güzel bir kahvaltı hazırlamak istemiştim.

Kalbimdeki tüm kötülükler ayaklanıp aptallığımı alkışlıyorlardı. Ama elimden hiçbir şey gelmiyordu. Onda beni kendine bağlayan bir şeyler vardı.

Minik köpeğimin bağırışları kulağıma dolduğunda Ateş'i uyandırmamasını umdum.

Hızlı adımlarla yanına gidip kapıyı açtığımda üzerime zıpladı. Kucağıma aldım ve beraber dışarı çıktık. Dili dışarda heyecanla seyahat ediyordu. Sanki daha önce hiç bu kadar mutlu olmamıştı. Bu mutluluk sona erecekti. Biliyordu ama şimdilik bunun tadını çıkarıyordu.

İyi ya da Kötü... ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin