Kalbi uzaklarda bir kadın vardı. Mavi gözlü bir adama aşıktı.
Kalbi uzaklarda bir adam vardı. Ela gözlü bir kadına aşıktı. İntiharın eşiğindeyken bile gözlerinin önündeki tek şey, o güzel gözlerdi.
Gamzelerinin yanaklarında oluşturduğu çukura gömmüşlerdi birbirlerini.
Sonsuzluğa uzanan çukurun içinden gelen tek ses aşık bir adamın sesiydi.
Ama gülmeyi unutmuş bir kadın vardı ve o çukuru bir daha hiç açmamıştı.
Parmaklarını saçlarının arasına geçirdi, dirseklerini dizlerine dayadı, çukuruna dolan gözyaşları yanaklarından süzülürken herkesten nefret etmeyi tercih etti kadın.
Yıllarının ona kazandırdığı tek güzel şey olan adamı elinden almışlardı.
O yılları elinden alan da, yine mavi gözlü adamdı. Canı yanmasın istemişti belki de. Oysa kalbi kırık olan kadının zihnini iyileştiriyordu bu anılar.
Çukurunda sakladığı mavi gözleri sonsuzluğa gömmüştü. Bir daha hiç hatırlamamak üzere unutmuştu tüm güzel anılarını.
Günün birinde yine bir çift mavi gözün anılarını iyileştireceğini bilmeden gömmüştü.
Hayatına giren bu adamın ise gözlerinde mavilikten çok daha farklı şeyler de vardı.
İntikam.
Kırmızıya bürünmüş olan intikam duygusu maviliğini almıştı ondan.
☁️☁️
Kanla kaplanmış olan ellerime baktım. Beyaz sweatımın üzerine bulaşan kırmızı lekelere baktım.
Küvete akan su yere dökülüyordu ve soğuk zemine koyduğum kalçamı ıslatıyordu ama kalkmayı bir türlü başaramıyordum.
Akıtmak istemediğim gözyaşlarımı gözlerime gömüp ellerimi üzerime sildim. Hala titreyen ellerimle telefonumu cebimden çıkardım. Sığınabileceğim tek insanı aradım.
'Yek- yekta.' kekelediğimi fark edemeyecek kadar kötü hissediyordum şuan.
'Kardeşim, iyi misin?' endişe ile içinde bulunduğu kalabalıktan ayrılıp sessiz bir yere geçti.
'Hiç, hiç iyi değilim Yekta.' bir şeyleri anlatamayacak kadar yorgun ve bitkin hissediyordum.
'Konum at Ateş. Yapabilir misin? Ya da nerede olduğunu söyle hemen!' diyerek bağırdığında nerede olduğumu idrak etmem bir kaç dakikamı aldı.
'Ateş!' diye bağırdığında kendime gelmiştim.
'Maral'ın evi.' demeyi başardığımda telefonu kapattı.
Maral iyi miydi?
Neden ölümü bu kadar çok istiyordu. Ölenler cennete gidemezdi ki. Ama o cennete gitmeyi hiç hak etmiyordu. Yekta'mın ellerinde büyüyen kardeşimi elimden alan bu kadın cennete gitmeyi hak etmiyordu ki.
Neden bu kadar üzülüyordum öyleyse? Neden canım yanıyordu?
O kadar uzun zaman olmuştu ki kalbimi hissetmeyeli, neden ellerim soğuktu neden bu kadar hızlı nefes alıyordum anlayamıyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İyi ya da Kötü... ARAF
Novela JuvenilAcım gözyaşlarıma sığmıyor. Acım kağıtlara sığmıyor. Acım sigara paketlerine sığmıyor. Ölüyorum ve beni kimse görmüyor.. Önce yağmur yağmaya başladı. Yağmuru hiç sevmezdim. Bana o karanlık ve çirkin geceyi hatırlatırdı. Sonra aniden kesildi. 'Hah...