Babamın bileklerindeki demirden halkalara baktım. Onu kollarından tutan iki üniformalı muhafızlara kaydı gözlerim. Sonra yanımda sessizce ağlayan anneme çevirdim bakışlarımı. Ne olduğunu anlayamıyordum. Neden babama bu şekilde davrandıklarını bilemiyordum. Sadece suçlulara bu şekilde davranmazlar mıydı?
"Baba.. Nereye? Neden seni götürüyorlar?" diye sordum. Sesim konuşurken titremişti. Babam yürümeyi bırakıp yanındaki muhafızlara bir şeyler dedi. Adamlar yavaşça ellerini çekti. Babam bana doğru döndü. Annemin ağlayışları artık sessiz olmaktan çıkmıştı. Babamın yüzünde ise bizim aksimize içten bir gülümseme vardı. Sarı uzun saçları iki yanından dökülüyor her zamanki gibi ona ihtişam katıyordu.. Ona doğru bir adım attım. "Merak etme." dedi. "Ben iyiyim."
Muhafızlar üzgünce başlarını eğerken "Ama.." dedim. "Hiç öyle görünmüyorsun." Babam bana üzgün bir bakış sundu. Hıçkırdım. Ayaklarım beni ona doğru taşıdı. Hızla ona koştum.. Eğildi, sıkıca sarıldım. "Gitme." dedim. "Seni götürmesinler, istemiyorum."
Kelepçeli ellerini kaldırıp yüzümü okşadı. Demirler bu sırada birbirine çarpıp şıkırdamıştı. Gözyaşlarımı usulca ve nazikçe sildi. "Kendine iyi bak oğlum ve annene de." dedi. Hiç ağladığını görmediğim babamın gözleri şimdi dolu doluydu. Pembe dudakları zoraki bir şekilde yukarı kalktı. Bir damla bu sırada yanağından aşağı, çenesine doğru süzüldü. Dudaklarım titredi. Başımı eğdim. Başımın üzerinden öptü. Ve fısıldadı. "Hoşça kal Mikail. Hoşça kal Meriem."
"Kraliyet Muhafızları Lordu Cohen kralımız Airus'un koruma altına aldığı insanların hayatlarını önemsemediğinden dolayı mahkemede yargılanmış ve suçlu bulunmuştur. Görevden alınan Cohen gezegenin 15.bölgesine sürgün edilmiştir. Yerine lord olarak eski Kraliyet Muhafızları Lord Yardımcısı Braeden getirilmiştir."
"Lord Cohen gerçekten sorumsuz biriydi. Onun 15.bölgeye sürgün edilmesi gerçekten iyi oldu."
"Bir oğlu ve karısı varken görevini iyi yapmalıydı."
"Duyduğuma göre Mikail onun oğluymuş. Ne sorumsuz bir baba."
"Hey Mikail! Seni hain sende 15. Bölgeye gitmelisin."
"Gerçekten.. Lord Cohen'in bir kıza tecavüz ettiğini duymuştum. İyi olmuş."
"Zaten o adamı hiç sevmezdim. Doğa enerjisini etkileme büyüleri yapmak için kullandığını duymuştum."
***************
Terden ıslanmış tişörtümle yataktan sıçrayarak kalktım. Alnımdaki bir ter damlacığı aşağı doğru süzülürken derin derin nefes alıp veriyordum. Kalbim çok hızlı atıyordu. Gözlerimi kapatıp gördüklerimi atlatmaya çalıştım. Ama hepsi bir ok gibi tenime saplandı sanki. Canımı yaktı, yavaş yavaş öldürdü beni.
Sakinleşebildiğimde lavobaya gidip yüzüme su çarptım. Ardından aşağı indim. Kier kahvaltı hazırlamıştı. Beni görünce "Tam da seni uyandırmaya geliyordum." dedi. Tebessüm edip masaya geçtim.
Aklımdan gördüklerim çıkmıyordu. Babam annem Meriem'i bana emanet etmişti ama.. ben onu koruyacak kadar güçlü değildim. Gözlerimin önünde tecavüze uğrayıp öldürülürken yapabildiğim tek şey o lanet olası adamın kollarında çırpınmak olmuştu. Derin bir nefes aldım ve yapan kişiyi tekrar gözlerimin önüne getirdim. Lanet olası prens. Şuanki kral. Ölüm döşeğinde olan ama ölmek bilmeyen.
Çatalımı sıkıca kavradım. Stresten hızlı yiyordum. O adam ölmeliydi, ölmesi gerekiyordu, ölmek zorundaydı, ölecekti.
Omzumda hissettiğim elle bakışlarımı parça pinçik olmuş yumurtamdan Kier'e çevirdim. Şuan sakinleşmem için bir nevi sihir kullandığını biliyordum çünkü sinirlerim gevşemişti, rahatlamıştım. Dudaklarımı kıpırdatarak sessizce "Teşekkür ederim." dedim. Karşılık olarak omzumu hafifçe sıkıp yerine geçti. Bende kahvaltımı düzgünce yemeye koyuldum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutasyon
ChickLit3.Dünya Savaşı'ndan sonra yok olan bir dünya ve gidilen yeni bir gezegen. Ortaya çıkan farklılar ve bir farklı olan Araf için tarafını seçme zamanı. *** Yaoi, yani gay konulu bir hikayedir^^ İyi okumalar:)