Kız yeşil gözleriyle etrafı taradı. Tarafının binasında resmen kaybolmuştu, nereden geldiğini hatırlamıyor nereye gitmesi gerektiğini de bilmiyordu. Hala bu binanın neden bu kadar büyük olduğunu düşünüyordu.
Kraliyetten bağımsızlığını ilan eden 3 taraf vardı. Ve bu 3 tarafın merkez binası kralın sarayından bile büyüktü. Kendilerine 'melek' ünvanını veren bu taraf da bağımsızlığını ilan eden taraflardan biriydi ve bu binada kaybolmamak elde değildi. Genç kız iç çekti. Tarafına katılma nedeni hasta annesini iyileştirmekti. Ve iyileştirme gücünü sadece bu tarafa katılırsa elde edebileceğinden hiç düşünmeden katılmıştı. Ama şimdi Eris ile düşman olacağını bilmek ona huzursuzluk veriyordu. Yine de annesinin sağlığı daha önemliydi.
Sonunda, yaklaşık bir yarım saat uğraşın ardından tarafının binasını terk etmeyi başardığında Anastasia, Botan'ı bıraktığı gibi bankta otururken bulduğunda gülümsedi.
"Geç kalıyoruz. Eğer Araf bizden önce gelirse üstüne atlayabileceğimi sanmıyorum." dedi kız neşeyle. Ardından da Botan'ın kolundan tuttuğu gibi onu buluşma noktasına kadar sürükledi.
XoXoXoXoXoX
"Görüşürüz Botan." dedi genç kız elini gence doğru sallayıp gülümserken. Zorla gülümsediği belliydi. "Bu son görüşmemiz değil mi?" dedi genç kız yutkunduktan sonra. Ama yüzündeki gülümsemesini zorla da olsa sürdürdü.
"Evet." dedi Botan. "Havanın savaşçılarından biri olacağıma göre yarından itibaren düşman olacağız."
Kız yutkundu. Eris ile düşman olacağı gibi Botan ile de olacaktı. Ve belkide Araf ile de düşman olacaktı. Bunu istemiyordu. Hiçbir zaman istememişti. Ama oluyordu. İstemediği şeyler her zaman başına geliyordu.
Kraliyet tüm taraflarla dost gibi görünsede aslında değildi. Bağımsız bir tarafa katıldığında yazan anlaşma maddelerinden biri şuydu "Kraliyet bağımsız taraflara karşıdır. Ülkeme ihanet etmeyi kabul ediyorum." Bu yüzden de bağımsız taraflar aşırı tehlikeliydi. Her ne kadar güçlü olsalar da düşman oldukları taraflar yetmiyormuş gibi kraliyetle de savaş hali içindeydiler. Arkadaşlarıyla düşman taraflarda olmak onların aranan suçlulardan olmasıyla karşılaştırılınca Anastasia'nın umurunda bile değildi. 'En azından bağımsız taraflarda olmasınlar.' diye düşünüyordu genç kız. Ama öyle olmayacağını biliyordu. Botan da Eris de bağımsız taraflara katılacaklardı.
İç çekti kız ve arkadaşının üstüne atladı. "Botan, bana yaşlı bir insanken yatağında ölmek dışında başka türlü ölmeyeceğine söz ver!"
Botan genç kızın bu hareketine şaşırmıştı. Kollarını genç kıza doladı ve güven verici bir tonda konuşmaya başladı. "Beni merak etme. Senden güçlüyüm biliyorsun. Hatta o ölüp bittiğin Araf budalasından da güçlüyüm. Sen sadece kendine dikkat et, prenses."
Konuşmayı bıraktı ve genç kızın saçları arasına öpücük kondurdu.
"Aslında dördümüz dostluğumuzu simgeleyecek bir şey yapmalıyız. Dövmeciye gidelim."
Kız şaşkınlıkla kafasını kaldırıp ona gülümseyen gence baktı. "Bu sayede ne kadar iyi dost olduğumuzu hatırlarız. Ve savaşa girsek bile sonunda kazanan dostluk olur."
XoXoXoXoX Araf XoXoXoXoX
Mikail yanımda sigarasını içmeye devam ederken telefonumun çalmasıyla odak noktası ben olmuştum. Anastasia arıyordu.
"Efendim, Anastasia."
"Araf biz Botan ile düşündük ki dövmeciye gidip dostluğumuzu simgeleyen bir dövme yaptıralım. Dördümüzde de aynı simge.. Güzel olur değil mi?" dediğinde yüzümde yer edinen gülümsemeyle "Nerede yaptırıyoruz şu dövmeyi?" dedim. Anastasia sevinçle yerinde zıplamış olacak ki bir 'pat' sesi duyuldu. Kıkırdadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutasyon
ChickLit3.Dünya Savaşı'ndan sonra yok olan bir dünya ve gidilen yeni bir gezegen. Ortaya çıkan farklılar ve bir farklı olan Araf için tarafını seçme zamanı. *** Yaoi, yani gay konulu bir hikayedir^^ İyi okumalar:)