Astra

746 78 10
                                    

Medya;Anastasia Garcia

İyi okumalar^^

♧♡☆◇♣♥★◆

"Ulysses." diye mırıldandım. "Bedenim senindir."

"Hay hay." dedi. Karanlık alevlerin içime işlediğini ve her hücremde yer aldığını hissediyordum. Güç içimde kaynıyor, dışıma taşıyordu. Hissettiğim acıyla bağırdım. Sonra acı yavaşça azaldı ve bedenim kendiliğinden hareket etmeye başladı. Kısa bir süre sonra bedenimin hakimiyetini tekrar elime alabilmiştim.

Altair gözlerini kısarak bana baktı. Kucağında sıkıca tuttuğu kız kardeşini, yani Eris'i yavaşça kollarından yere bıraktı ve az önce saldıran çocuğa döndü.  "Ona zarar gelirse ölürsün. Anladın mı?" 

Çocuk Altair'in keskin bakışları karşısında titredi ve kafasını hızla aşağı yukarı salladı. Onların konuşması bitince "Yak." diye mırıldandım. Ulysses onu sararken elimi yumruk yapıp ateşin onu çevrelemesini sağladıktan sonra onu hızla yere çarptım. Aklıma Daren'in dün gece dedikleri geldi.

♧♡☆◇♣♥★◆

Toplantıdan sonra beraber balkona çıkmış gökyüzünü seyrediyorduk. Kızıl saçları esen rüzgarla dalgalanırken dudakları yukarı doğru kıvrılmıştı. Huzur doluydu. Ve ona bakmak benim de içime huzur dolmasını sağlıyordu. Sanki bu savaş ortamı yokmuş gibi hissediyordum. Gülümseyerek bana döndü. Yüzünde gece ışığının altında olduğumuz için gölgeler oluşmuştu ama kızıl gözlerindeki parıltıları görebiliyordum.

"Geceler oldukça huzur verici." dedi. "Sanki hiç sorunumuz yokmuş gibi hissediyorum."

"Bende öyle." diye yanıtladım ve sandalyemde geriye yaslandım. "Gündüzler boğucu oluyor."

"Kraliyet muhafızları bize gece saldırmaz. Bunu bilmek bile rahatlatıyor beni."

"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?" diye sordum. İç çekti. "Geceleri var olan ışığın şiddeti çok az. Bu yüzden cisimleştirmede zorluk çekiyorlar. Yine güçlüler tabi ama gündüzleri oldukları kadar değil."

Anladığımı belli eder bir şekilde mırıldandım. "Bir daha geldiklerinde çok güçlü olacaklar. Üst düzey yetkililerin hepsi gelecektir. Altair, Kota, Trao, Felicia... Hepsi ayrı birer manyak. O yüzden.. sana bir şey öğreteceğim. Ateşinle bağ kuralı fazla olmadı ama konu sensen Araf, başaracağını biliyorum."

Güven dolu gözlerine baktım. Yapabileceğime o kadar fazla inanıyordu ki herhangi bir tereddüt kırıntısı bile yoktu. "Nedir?" diye sordum. Az önceki gülümseyen yüzü şuan oldukça ciddiydi.

"Ateşinle bir olma. İlk tanıştığınızda onun bir bedeni olduğunu görmüşsündür. Yani hücrelerden meydana geliyor. Ateşinle bir olma, bu iki hücrenin birleşmesi anlamına gelir. Bu da olduğundan daha güçlü hale gelmeni sağlayacaktır ama kısa bir süreliğine. Eğer bu çok uzun sürerse.. iki hücre tamamiyle birbirine kaynaşır bu da senin benliğinin yok olması anlamına gelir."
Elini bana doğru uzattı ve yanağımı okşadı. "O formdayken işini çabuk halletmen gerekir."

♧♡☆◇♣♥★◆

Hızla ona doğru koştum ve ateşten bir mızrak oluşturup ona doğru fırlattım ve berbat atıcılığımı sergilemiş oldum. Yine de fazla kötü sayılmazdım. Sonuçta bacağını sıyırmıştı yani. Bir çizik atabilmiştim.

Altair bana alaylı gözlerle baktı. Hala onu sıkıca kavrıyordum. Gözlerimi gözlerine kenetledim ki bedenim kaskatı kesildi. Gözleri siyaha bürünürken Daren ile yaptığımız alıştırmaları hatırladım. Ama Daren bana hiçbir zaman bu kadar baskı uygulamamıştı. Başım çatlıyordu. Tüm kemiklerim sızlıyordu. Bedenim benimle olan tüm bağıntısını kesmişti.

MutasyonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin