Çalışma adlı bölümü okumayan gençler, geri dönüp okuyun lütfen. Wattpad bildirim göndermemiş sanırım. İyi okumalar~
Medyadaki; DarenGenç kız karşısındaki adama gözlerini kısarak baktı. Ellerini göğsünde birleştirdi. Sinirlenmişti. Yaydığı aura tehlikeli bir hal alırken saçları birden esmeye başlayan rüzgarla dalgalanmaya başlamıştı. Mor bir alev kızı çevrelerken karşısındaki adam rüzgar yüzünden önüne gelen saçlarını arkasında topladı.
"Beni yenemezsin Eris."
"Biraz da ikimizden birinin bilmediği şeylerden bahsedelim abi. Araf'ı öldürme isteğinden başlayabiliriz." Mor alev kızın arkasında parlak bir kanat haline geldiğinde kız elini yavaşça yukarı kaldırıp bu yavaşlığa ters bir şekilde hızla aşağı indirdi. Dört alevden sütun karşısındaki adamı çevrelerken kız elini yumruk yapıp öylece durdu.
"Seni ilgilendirmeyen konulara karışma."
Kız abisinin dediklerine kahkaha atarak karşılık verdi. Dalga geçiyor olmalıydı. Yumruk yaptığı elini daha da sıktı. Abisinin üzerinde kurduğu baskı arttığında komut verdi. "Yak, Uriel."
Dört sütun arasında kalan abisini alevler çevrelerken genç kız "Onu öldürmeyi kafana taktıysan abi, bil ki önce beni öldürmen gerek." diyerek arkasını döndü ve oradan uzaklaştı. Abisini yenemeyeceğini biliyordu. Bu yüzden de biran önce uzaklaşmalıydı. Vücudu yeni kontrol ettiği ateşin baskısı altında ezilirken alevden kanatları milyonlarca parçaya ayrılıp tekrar onun vücuduna döndü. Abisinin ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordu. Bilmiyor muydu ki Araf'ı öldürürse Eris'i de kaybederdi? Genç kız üstüne çöken ağırlıkla yavaş adımlarla sokakta ilerledi. Düşünüyordu.
Sakinleşmeye ve rahatlamaya ihtiyacı vardı. Her zaman olduğu gibi, çiçekli bahçeye yöneldi. Bahçe kapısını iterek içeri girdi ve kendini çiçeklerin arasına attı. Çiçekli bahçe, birçok çiçek ve ağaç türünün bulunduğu seraya benzer bir yerdi. Genç kızın sinirlerini yatıştırabilen sayılı yerlerden biriydi.
Bugün ailesiyle vakit geçirmek üzerine evine gitmişti. Ve orada duymuştu. Abisi "Araf'ın ölmesi gerek." demişti. Bunu o kadar soğukkanlılıkla söylemişti ki... Genç kız buna izin vermeyecekti. Kendi hayatı pahasına onu koruyacaktı. Ama yeterince güçlü değildi. İstese bile Araf'ı koruyamazdı. Ölümü göze alsa da bu Araf'ı korumaya yetmezdi. Gözlerinden yaşlar sessizce süzülürken cebinden telefonu çıkardı. Listeyi ayarlayıp araya bastı.
"Efendim Eris." dedi Botan.
"Eris, tarafımıza ihanet etmemizi sağlayıp ölmemizi mi istiyorsun?" diye endişeyle konuştu Anastasia. Genç kız yutkundu. İkisi kendi arasında konuşmaya dalmışken Eris "Çocuklar..." dedi. "Araf'ın hayatı tehlikede."
Uzun bir süre sessizliğin ardından Anastasia "Ne?" diye bağırdı. 'Bu olamaz, olmamalı' diye fısıldıyordu. Botan "Ne demek bu?" diye sordu sakin bir ses tonuyla. Ama vücudu resmen buz kesilmişti. Ufaklığın öldüğünü düşünüyordu da hayır bu olamazdı. Buna izin vermezdi. Hem kim onu öldürmek isterdi ki? Eris yanılıyor olmalıydı.
"Abim, Araf'ı öldürmeyi kafaya takmış. Nedenini bilmiyorum ama bu konuda çok kararlı." dedi Eris. Bunu demesiyle bir hıçkırık duyuldu. Anastasia ağlamaktan kendini alıkoyamamıştı.
"Piç herif." dedi Botan öfkeyle. Öfke tüm vücudunu sarmıştı. Altair'i şimdi görse ona saldırırdı. Onu öldüremezdi ama yüzüne bir çizik atsa bile onun için yeterliydi.
"Ne yapacağız? Buna izin veremeyiz." dedi Anastasia hıçkırıklarının arasından.
"İzin vermeyeceğiz. " diye mırıldandı genç kız. Botan da onu onayladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutasyon
Chick-Lit3.Dünya Savaşı'ndan sonra yok olan bir dünya ve gidilen yeni bir gezegen. Ortaya çıkan farklılar ve bir farklı olan Araf için tarafını seçme zamanı. *** Yaoi, yani gay konulu bir hikayedir^^ İyi okumalar:)