8.BÖLÜM: İNTİHAR

2.5K 82 32
                                    

Ali Ender'le dansımız bittikten sonra ayrılmış, bu gecenin de sonuna gelmiştik. Ayrıldığımızda beni şöyle bir yoklayan garip his peydah olmuştu. Son günlerimin büyük kısmını onunla birlikte geçirmek, her şeye çok çabuk alışan bünyeme hiç iyi gelmiyordu. Söz konusu tuhaf his de muhtemelen bu durumun bir sonucuydu.

Neredeyse tüm davetliler salondan ayrılmış, geriye sadece ailelerimiz kalmıştı. Bir de Soner. Ali Ender'in ailesiyle tek tek vedalaştığımda Nazan teyze gayet sıcak davranmıştı bana. Sanırım o da istediği için kına yaptığımı düşünmüştü. Durumun bununla alakası olmasa da hiç bozmadım.

Ben annemlerle gidecek, Ela'yı da biz bırakacaktık. Ali Ender sanırım kendi evine ya da başka bir yere gidecek olmalıydı ki ailesini çoktan uğurlamıştı. Sonrasında yanıma gelmiş, bizi de geçireceğini belli etmişti. Üzerimdeki bindallıyı değiştirmeyi düşünsem de çok yorgun hissediyordum ve buna halim yoktu. O yüzden annem, babam, Emir ve Ela arkadan bizi takip ederken biz Ali Ender'le önden çıkmıştık. Soner ise salonun kapısında durmuş bir telefon görüşmesi yapıyordu. Bizi gördüğünde konuşmasına ara vermiş, iyi geceler dilemiş ve hayırlı olsun demişti.

Salonun dış kısmında yürüyüp park edilmiş halde bekleyen bizim arabanın yanına geldiğimizde durduk. Bizimkiler biraz geride kaldığı için baş başa kalmış sayılırdık ve aramızdaki bu sessizlik garip bir ortam yaratmıştı. Sesssizliğin meydana getirdiği gerginliği dağıtmak adına, "Karadenizli olduğunuzu biliyordum ama horon çekebildiğini tahmin etmezdim." dedim.

"Hemşin horonu." diye düzeltti. "Her Artvinli bilir." Her Artvinli onun kadar güzel bilir miydi peki?

Anladığımı belirten bir ses çıkardım. Tekrar konuşacağım sırada annemler gelince Ali Ender onlara 'iyi geceler' diledi. Hepimiz arabaya bindiğinde dikiz aynasından geriye baktığımda onun yerinden kıpırdamadığını görmüştüm.

Ela'yı da evine bıraktıktan sonra sonunda odama vardığımda saçımdaki sprey olmasa erteleyeceğim duşu hızlı bir şekilde almış ve kendimi uykunun rahat kollarına bırakmıştım.

Ertesi gün ise durmadan çalan telefonumun sesiyle uyandığımda oldukça huysuzdum. Acil bir şey olduğunu düşünüp kimin aradığına bile bakmadan el yordamıyla telefonu cevaplayarak kulağıma götürdüm.

"Yasemin! Mesajlarımı görmedin mi?"

"Ne mesajı ya?" diye konuştuğumda sesim uykudan yeni uyandığımı oldukça belli ediyordu. Umarım Ela bana acıyıp kısa tutardı.

"Sana mesaj attım, bak onlara." deyip kapattığında uykuya dönebileceğim için gülümsedim. Mesajlara falan bakmadan gözlerimi tekrar kapadım ama olduğum yerde bir sağa bir sola döndüğümde uyuyamayacağıma kanaat getirip yatakta doğruldum.

Oflayarak telefonumu elime aldım. Ela bana bir bağlantı göndermişti. Sabah sabah aradığına göre önemli bir şey olmalı diye düşünerek üzerine tıkladığımda önüme serilen sayfada gördüğüm fotoğraflarla gözlerimin yerinden çıkacak kadar açıldığını hissettim. Ali Ender'le benim fotoğraflarım aralarında hiçbir bağlantı kuramadığım magazin sitesini kaplamışken kocaman atılmış başlığa takıldı gözüm, 'Ali Ender Giray Gizli Saklı Dünya Evine mi Giriyor?'

Bu bilgiye nereden vakıf olduklarını düşünmeme bile gerek yoktu, şayet benim bindallı giyinmiş fotoğraflarım onlara epey yardımcı olmuş olmalıydı. Dün gelinlikçiden çıkarken de birkaç poz fotoğraflarımızın olduğunu gördüğümde şaşkınlığım elle tutulur bir dereceye ulaşmıştı. Ne ara, nasıl çekilmişti de bu fotoğraflar, ruhumuz bile duymamıştı?

KAİROS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin