13.Bölüm: RUSÇA

1.9K 74 17
                                    

Arkadaşlar bir yorum atın da gecemiz şenlensin 😿

🏵️

Ali Ender'in arkadaşlarıyla vedalaştıktan sonra geç saatte eve dönmüş ve ben döner dönmez yatmaya hazırlanmıştım. Ali Ender ise çoğu zaman olduğu gibi çalışma odasına çıkmıştı. Bu kadar çok ne çalışıyordu merak ediyordum.

Ben Ali Ender'in odasındaki yatakta yatıyordum. Birlikte yatacağımızı ima edip bana şaka yaptığı gün böyle kararlaştırmıştık. Garip bir şekilde centilmenlik edip yatağı bana vermişti. Kanepe de ona kalmıştı haliyle. Tabii çalışmayı bırakıp uyumaya gidiyorsa öyleydi. Uyumak için kanepeyi kullanıyorsa bile ben hiç dağınık görmemiştim şahsen. Ama arada bir kıyafetlerini ya da başka eşyalarını almak için odaya giriyordu ben uyurken, hayal meyal da olsa hissediyordum. Bu duruma gerçekten bir çare bulmamız gerekiyordu. Hem o kanepe Ali Ender'in uzun boyuna küçük geliyor olmalıydı. Ayrıca odasındaki yatağın çift kişilik olduğunu da göz önünde bulundurursak konforu epey sarsılmış olmalıydı.

Ertesi gün uyandığımda ise elimi yüzümü yıkadıktan sonra karnımdan gelen seslerle ne kadar acıktığımı fark ettim. Üzerimdeki bebek mavisi pijama takımını bile değiştirmeden mutfağı rotam belledim.

Merdivenleri birer ikişer inerken hemen göze çarpan salonda uyuyan bedeni gördüm. Ali Ender'in evde olma ihtimali aklıma bile gelmemişti.

Kanepede iki büklüm olmuş, üstüne aldığı pike takımı vücudunu örtmekte yetersiz kalmıştı. Onu böyle görünce bir an kalbim merhametle sızladı. Sert hatlı çehresinin her santiminden yorgunluk bir kitap gibi okunuyordu. Kim bilir kaçta uyumuştu? Evin içi zaten sıcak olduğundan ve uyandırmaktan da korktuğum için üzerini örtmeye hiç yeltenmedim.

Az önce hızla attığım adımlarıma son verip parmak ucumda yürüyerek mutfağa geçtim hemen. O da aç olmalıydı. Aslında niyetim kahvaltıyı bir kase mısır gevreğiyle geçiştirmekti ama madem Ali Ender de evdeydi, adamakıllı bir kahvaltı hazırlamaktan zarar gelmezdi.

Mutfağa geçtiğimde önce birkaç saniye olduğum yerde dikildim. Ne hazırlasaydım ki? Ali Ender ne severdi mesela? Onun hakkında böyle basit şeyleri bile bilmediğim gerçeği zihnimin derinliklerinde bir yerde kendine yer edinirken tuhaf hissettim. Böyle şeylere önem verirdim. Ailemle, arkadaşlarımla ilgili detayları önemser, mutlaka hatırlamaya çalışırdım. Acaba zamanla onun neyi sevip neyi sevmediğini öğrenecek miydim?

Bu sorunun cevabını tamamen zamana teslim edip mutfakta patates aramaya başladım. Evde kaldığım süre boyunca sürekli internetten bir şeyler sipariş etmiştim. Genelde dışarıda yesem de mutfak o kadar boştu ki, standart bir evde olması gereken gıda stokları bu evde, birkaç tur alışverişte ancak tamamlanmıştı. O yüzden malzemeden yana sıkıntımız yoktu.

Patatesleri soyup güzelce yıkadıktan sonra tezgaha yaslı olan tahtayı aldım, patatesleri tahtanın üzerinde eşit boyda kesmeye başladım. Ya da kesmeye çalışmaya başladım? Neden patatesler gözüme yamuk yumuk doğranmış gibi geliyordu? Aslında yemek yapmaktan anlardım ama şimdi sadece kendim yemeyeceğim için ekstra özenli davranıyordum sanırım.

Ha yani Ali Ender de yiyeceği için değil?

Konunun onunla ne ilgisi vardı şimdi? Pazar günü güzel bir kahvaltı sofrasına oturmak benim de hakkımdı hem. O yüzden bugün her şeye ayrı bir ihtimam gösterecektim, evet.

Patateslerin hepsini doğradıktan sonra nişastasından arınması için bir tur daha yıkadım ve iyice süzülmesi için bir kenara koydum. Sıra menemene gelmişti. Mesela ben menemene bayılırdım. Menemensiz kahvaltı eksikti...

KAİROS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin