5. Çilli

5.2K 607 751
                                    

İyi okumalar...♡♡♡

<><><>

"Jeongin, öyle bir şey olmadığını söyledi Felix. Zorla tutulmuyormuş."

Duyduğum şeyle öylece kalakalmıştım. Ne demekti bu?

"Hayır, o öyle söylemiş olamaz."

Sol çaprazımda başı eğik duran bedene büyük adımlar ile ilerleyip dizlerim üstüne çökerek ellerini ellerim arasına almıştım.

"Jeongin, bunları sen söylemedin değil mi? Yalan söyledim de."

"Lee Felix...oğlumu rahat bırak. Asılsız şeyler ile kafasını doldurma."

Adamın iğrenç sesini umursamadan tamamen önümde ki bedene odaklanmıştım.

"Jeongin! Yüzüme bak! O piçin gelecekte ki hayallerini de çalmasına izin mi vereceksin?"

"H-hyung...üzgünüm."

Diye fısıldayarak ayağa kalkıp beni öylece dizlerim üstünde bırakıp odadan çıkmıştı. Ellerim kucağıma düşerken o adamın iğrenç kıkırtısı kulaklarımı sarmaladı. Buna daha fazla dayanamayarak yerimden doğrulup üstüne atılacağım sırada arkamdan karnıma dolanan kollar ile olduğum yerde çırpınmak zorunda kalmıştım.

"Bırak beni! Bu sikiği öldüreceğim. Ne dedin lan ona!? Ne dedin de senin gibi piçi haklı gösterdi!? Ona zarar verirsen seni gebertirim! Yetmedi mi yaptıkların ha! Hayalleri, çocukluğu senin yüzünden mahvoldu!"

Karşımda hâlâ sırıtmaya devam ederken bedenimi saran öfkeyi daha çok fitilliyordu ve beni saran kollar arasında daha çok çırpınıyordum.

"Bay Yang lütfen dışarı çıkın hemen!"

Hyunjin'in sert sesine karşın adam yerinden yavaşça kalkıp kapıya doğru tok adımlarla ilerledi.

"Lee Felix...Lee Felix...sen sadece bir çocuksun hâlâ. Benimle boy ölçüşemezsin."

Yanımdan geçerken kısıkça söylenmesi ile ateş saçan gözlerim onu bulmuştu.

"Bay Yang çıkın! Hemen!"

Beni tutan beden bir kez daha sertçe konuşmasıyla yanımdan geçip gitmişti sikik herif. Hareketlerim yavaşlasa da öfkem dinmek bilmiyordu. Jeongin'in kısık fısıltısı zihnimde dolanıp duruyordu.

Bir süre sonra karnıma dolanan ellerin gevşemesi ile hızlıca arkamı dönüp Hyunjin'in yakasına sertçe yapıştım.

"Sen...sen! Göz göre göre nasıl gitmelerine izin verirsin!? Çocuğun hâli apaçık ortada!"

Diye yüzüne karşı bağırmam ile dişlerini sertçe sıkmıştı.

"Zorla tutulma olmadığını söyledi. Böylece biz hiçbir şey yapamayız."

Duyduklarım ile alayla gülüp yakasını sertçe bırakıp yüzüne yumruğumu geçirmemle dengesini kaybederek gerisin geriye arkasında ki koltuğa düşmüş, bu haline histerikçe gülmüştüm Ardından bana tepkisizce kirpikleri altından bakarken odanın kapısı açılıp içeri iki kişinin girmesi ile bakışlarım onlara dönmüş, Hyunjin'i gördükleri gibi yanımıza gelerek içlerinden gri saçlı beden karın boşluğuma tekme atarak dizlerim üzerine çökmemi sağladı. Diğer ise Hyunjin'in yanına gidip yanağındaki eserimi incelemeye başlamıştı. Gri saçlı beden beni odadan çıkarırken son kez ona bağırmıştım.

"Dedim sana hiçbir boka yaramıyorsunuz!"

<><><>

Kısık mırıldanmalarım bulunduğun Nezarethanenin gri duvarlarına çarparak gerisin geri kulaklarıma doluyordu. Yerde sırtım parmaklıklara yaslı, tek bacağım karnıma çekmiş diğer bacağımı da yere dümdüz uzatmış şekilde şarkı mırıldanıyordum. Uzun bir süre geçmiş gibi hissediyordum. Sinirim bedenimi terketmişti ancak yerini kırgınlık sarmalamıştı. Jeongin neden böyle davranmıştı ki? O adamı içeri tıkma fırsatı varken neden?

Risky Love/Hyunlix√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin