21. Siyah Gözler

3.4K 383 443
                                    

İyi okumalar...♡♡♡

<><><>

"Nasıl işi bırakacaksın?!"

Changbin şaşkınca bakarken sormuştu. Buna karşın omuz silkerek şirince gülümsedim. Şuan 4 genç adamın da şaşkın bakışları yüzümü turluyordu. Chan Hyung o kadar şaşkın bakmasa da bunu beklemediği çok açıkça belliydi.

Sabaha karşı soluğu günlerce gelmediğim evde almıştım ve sabah alacaklı gibi kapıyı çalmam sonucu birazcık adıma sövülmüş olabilirdi.

Sonrasın da ise Seungmin ve Chan'ın cilveleşmeleri sonucu hazırlamış oldukları kahvaltı da söylemek istediğim şeyi en sonunda söylemiştim ve tepkileri beklediğim gibiydi...

"Hyunjin denilen herif ne taşaklıymış be? Felix'in kaç hafta da yıllarca yaptığı işi bıraktırıyor. Bunu başkasından duysam hayatta inanmazdım."

Changbin'in tekrardan söyledikleri ile hafifçe kıkırdayıp önümdeki çay bardağını dudaklarıma götürdüm.

"Bence en iyisi bu Hyung. Kendi mesleğini yapacak mısın peki?"

Jeongin'in merakla sorması ile ona döndüm ve bir kaç dakika duraksadım. Çevirmenlik ve ben?

"Bilmem. Hiç normal iş yapmayı denemedim."

"Felix?"

Başından beri konuşmayan Chan Hyung'a döndüğüm de ise yavaşça yutkundum. Evet, aniden söylemiş olmam ve ani karar değişikliğim onu afallatmıştı.

"Efendim Hyung?"

"Bu karardan emin misin? Asla buna karışmam, karışamam da. Ama o Polis için verdiğin bir kararsa işler değişir."

Dediğiyle burukça gülümsedim. En etkili kişi oydu zaten. Hyunjin'di... Ama onu artık zor durumda bırakmak istemiyordum. Bu yaptıklarıma çok fazla alışmıştım ancak o hayatıma girdiği günden beri hiçbir işi düzgün yapamamış, yakalanmayan ben hep onu karşıma çıkartmıştı.

"Eminim Hyung. Size danışmadan buna karar verdim ancak gerçekten artık bunda zorlanıyorum. Üzgünüm."

"Hey hey Felix bu senin tek başına verebileceğin bir karar bunun için üzülme."

Yanımda oturan Seungmin elini sırtıma koyarak sıvazlayıp bana yaklaşıp kollarını etrafıma sakince dolamıştı. Bende ona karşılık vererek bedenine kollarımı sardım.

"Kucak en sevdiğim."

Jeongin'in sandalyesinden kalkıp yanımdaki boşluğa gelerek o da bana sarılmıştı. Changbin ve Chan ise burukça gülümseyerek sadece bizi izlemişti...

<><><>

Koltukta yayılmış şekilde otururken kucağımdaki patlamış mısır dolu kaptan bir avuç dolusu mısır alarak ağzıma tıkıştırdım. Can sıkıntısından neredeyse patlayacaktım.

Bu izlediğim kaçıncı filmdi bilmiyordum ama yapacak başka hiçbir şey yoktu. Hyunjin'i arasam telefonu uçak modundaydı. Göreve çıkacağını falan söyleyen bir mesaj atmıştı bana. Ve işinin uzayabileceğini söylemişti.

Boş boş oturmak hiç benlik değildi ki. Eskiden olsa Chan ve Seungmin'in çalışma odasına gider büyük heyecanla sonraki görevi, dolandıracağım adamın bilgilerini bulmalarını merakla izlerdim. 

En sonunda oflayarak yerimden doğruldum ve elimdeki kabı masaya bırakıp merdivenlere ilerledim. En azından dışarıda zaman geçirebilirdim.

Odama geldiğimde gardırobuma ilerleyip siyahlarda göz gezdirdim. Bu renk beni yansıtıyordu ama şimdi nedense karanlık rengimden vazgeçerek renkli giyinmek istiyordum. Siktir! Neden bu düşünce beynimi bir virüs gibi ele geçiriyordu ki?

Risky Love/Hyunlix√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin