İyi okumalar...♡♡♡
<><><>
Şuan ki durumdan nefret ediyordum. Bu bir haftadır yüz yüze gelmemek için çabaladığım ve hâlâ yerini koruyan sinirimle bu durumda olmak benim açımdan hiç iyi değildi. Her an birisine dalacak gibi hissediyordum. Hyunjin'in yanımda hissettiğim varlığıyla kendimi tutuyordum.
"O adamları yakaladık."
Bir hafta önceki olaydan bahsediyordu sanırım. Tabii, işleriydi değil mi?
"Ee? Bu beni ne kadar ilgilendiriyor?"
"Asıl onlar için başrol olan kişi sen olduğun için şahsen ilgilendirmesi gerekiyor."
Minho'nun öne eğilerek dirseklerini bacaklarına dayayıp tek kaşını kaldırarak ciddiyetle konuşmuştu. Gerçekten bakışları sinir bozucuydu.
"Beni ne yapacaksın peki?"
"Hiçbir şey yapmayacak."
Yanımda ki beden hızla atılarak sorumu cevapladı. Bakışlarım yavaşça ona döndüğünde çatık kaşlarıyla Minho'ya bakması kıkırdamama sebep olmuştu.
"Bu konuyu konuştuğumuzu sanıyorum Minho. Daha fazla bu işi kurcalama."
"Daha sorusuna bir cevap vermedim bile Hyunjin. Sakin mi olsan?"
Minho bakışlarının aksine sakin bir tonda konuşup irislerini Hyunjin'den çekerek bana çevirmişti. Keyifli ifademi görmesiyle gözlerini birkaç saniye kapatıp derin bir nefes aldı ve tekrardan yüzüme baktığında ise gülümsedi.
"Gözüme fazla batma yeter. Anlaşıldı mı küçük çocuk?"
"Anlaşıldı büyük adam."
Göz devirerek ayağa kalkıp koltuğun üstünde ki deri çeketimi aldığım gibi dış kapıya doğru ilerlemeye başladım. Peşimden adım seslerinin geldiğini duyabiliyordum ama umursamamayı tercih ettim. Nasıl olsa gelme desende gelecekti piç herif!
Bu düşünceyle sırıtarak kapıyı açtım ve rüzgarın tenime çarpmasına izin verdim. Ellerim arasında ki ceketimi bir çırpıda giyip ellerimi de ceplerine sokarak cadde boyu yürümeye başladım ki birkaç adımın ardından kolumdan tutulmamla duraksadım.
"Hyunnie~ bırakır mısın kolumu?"
Kafamı sakince arkamda ki yarım yamalak giyilmiş kot ceketiyle duran bedene baktım ve ardından sesli bir nefes alıp verdim. Çok tatlıydı ya!
"Niye hiçbir şey söylemeden gittin?"
Yüzünde ki, anlamadığım şekilde masum gelen ifadeye bakarak kafamı eğip alt dudağımı dudaklarım arasına alıp sıkıca emdim. Ardından aramızda ki bir kaç adımlık mesafeyi kapatarak ayakabılarımızın parmak uçları birbirine değecek şekilde dibine kadar girdim.
"Biliyor musun bazen gözümde haşin bir erkek oluyorsun, bazen de masum bir bebek. Ne yapacağım ben? Bazen beni si-"
"Hey hey ortalık yerde bunu konuşmayalım. Ve konumuz bu değil."
"N'oldu bebeğim? Trip atacağımı mı sandın hm?"
Beline kollarımı sararak çenesine küçük bir öpücük kondurdum. Geri çekildiğimde gerilen yüz hatları ile gülümsemem daha çok büyüdü.
"Bebeğim deme bana."
"Ah doğru yükseliyorsun değil mi Bebeğim kelimesine?"
"Siktir ya! Off git Felix! Bende aksattığım işime gidip bir güzel azar yiyeyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Risky Love/Hyunlix√
Fanfiction[TAMAMLANDI] Felix, dolandırdığı kişinin adamlarından kaçarken kapana kısılır ki şans eseri gördüğü aralık pencere onun kurtuluşu olur. Ancak evine izinsiz girdiği kişinin Sivil polis memuru olduğundan da habersizdir. Yan shipler: °Minsung °Chanmin...