29. Affetmek

2.4K 312 195
                                    

İyi okumalar...♡♡♡

<><><>

Hala şaşkındım. Normal bir işte çalışmak mı? Ben ve normal, resmi bir iş? İnanılmaz geliyordu. Ama şuan karşımda dünkü mini eteğinin aksine takım elbiseyle oturan Kwin ile yaklaşık yarım saattir konuşuyorduk. Onun şirketine geldiğimde bu işin olmayacağına emindim ancak nasıl bir ikna etme kabiliyetine sahipse şimdi de işin ayrıntılarını bana anlatıyordu.

Hyunjin'in güvendiği kişiye kendisinin de güvendiğini başta dile getirmişti. Lisedeyken giyim tarzı ve davranışları yüzünden zorbalık görürken her zaman yanında olduğunu da beni daha tanımadığı halde anlatmıştı. Samimi ve sıcakkanlıydı. Dün ki ona olan yaklaşımımı bile göz ardı etmişti.

Hyunjin'e de gelirsek kendimi dün geceden beri, onun kolları arasında yatmaya başladığım andan beri kötü hissediyordum. O beni düşünüyordu ama ben kafamı eseni yapmak istiyordum. Tamam, dün kıskançlığım ve merak duygusuyla karar verdiğim işten son anda dönmüştüm ama onu aramasaydım bunu yapacak mıydım? İşte bu durum beni üzüyordu. O benim için çabalarken ben onu düşünmeden başıma belki bela alacaktım.

"Felix, beni dinliyor musun?"

Düşünecelerimden sıyrılmamı sağlayan sesle kafamı kaldırarak karşımda ki bedene baktım. Uzun kirpikleri arasından ela gözleriyle merakla bana bakarken gülümsedim.

"Dalmışım sadece."

"Sorun ne? İstersen anlatabilirsin?"

"Bunu Hyunjin ile konuşsam daha iyi olur diye düşünüyorum. Teşekkür ederim."

"Sorun değil. Akşama sana mailden gerekenleri dosya şeklinde sekreterim atar. Şimdi de kafanı yoran her neyse git Hyunjin ile hallet bunu tamam mı?"

Sıcak yaklaşımıyla gülümsedim ve kafamı onaylar şekilde salladıktan sonra saygıyla önünde eğilip kendimi odadan dışarı attım. Hızlı adımlarla şirketten çıktım. Bir an önce Hyunjin ile konuşmalıydım yoksa içimde büyüyen suçluluk duygusuyla boğulacaktım.

Boynumdan ki kravatı çözerken yoldan taksi durdurup binmiş, ardından Seul karakoluna gitmek istediğimi söylemiştim.

Boynumdan büyük çabayla çözdüğüm kravatı takım elbisenin cebine sıkıştırıp araladığım camdan gelen soğuk havayla ciğerlerimi doldurdum. Sabah zor bela bana giydirdiği takım elbisenin içinde boğuluyordum resmen. İçimde ki duyguda buna eklendimi çok zor oluyordu.

Dakikalar sonra karakolun önüne geldiğimde şoföre söylediği miktarı ödeyip araçtan çıktığım gibi beni artık tanıyan polislere selam vererek içeri girmiştim. Hyunjin'in odasının önüne geldiğimde birkaç kez tıklayıp bir süre bekledim ardından da gel komutunu alınca içeri hızla girip kapıyı arkamdan kapattım.

"Lee Felix? Buyrun? Niye gelmiştiniz?"

Bana kullandığı tabiri umursamadan yanına kadar ilerleyip tam önünde durdum.

"Konuşmamız lazım. Ben bir boklar yedim çünkü ve içim hiç rahat değil."

Dediğimle nefesini seslice dışarı verip dönen sandalyesini geri çekip bana döndü.

"Şuan işteyim ve çalışıyorum görüyorsun değil mi Felix?"

"Özür dilerim."

"Neden özür diliyor-"

"Öğrendin değil mi? Bu yüzden soğuk davranıyorsun?"

Masanın etrafından dolaşarak dibine kadar girdim ve sandalyenin iki yanında duran kemikli ellerini ellerim arasında aldım.

Risky Love/Hyunlix√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin