Risky Love/Hyunlix√

7. Görev

İyi okumalar...♡♡♡

<><><>

"Chan Hyung yolu buldun mu?"

Kısık fısıltımla birlikte düz koridor boyunca temkinli adımlarla yürüyordum.

"10 metre ilerisinde temizlik odası olmalı. Orada ki havalandırma gireceğin odanın banyosuna çıkıyor Felix. Dikkatli ol..."

Kulak içi kulaklıktan gelen ses ile onun onaylayan mırıltılar çıkarıp bahsettiği odaya ilerlemiş, gördüğüm gibi içeri girmiştim.

"Kameraları fark etmeden bu işi halletmeliyiz. Arka kapıda Changbin bekliyor olacak."

"Tamam Hyung, tamam."

Bıkkın çıkan sesimle sırtımdaki çantayı indirip içinden tornevida ve birkaç şey daha çıkarıp raflardan destek alarak havalandırmaya uzanmıştım. Dört köşesindeki vidaları çıkarıp kapağı kendime çekerek kolaylıkla çıkarmış, ardından kendimi yukarı çekerek deliğin büyüklüğüne baktım.

"Şimdi giriyorum Hyung. Şans dile."

"Dümdüz ilerleyeceksin tamam mı?"

"Yes daddy!"

Yüzümde ki çarpık gülüşle yerdeki çantamı alarak havanlandırmadan içeri kolayca girmiş, ellerim arasındaki feneri yakarak ilerleme başlamıştım.

"Ah, seni yumurcak."

Sesinde ki bıkmışlık tonu beni kıkırdatmıştı. Dizlerimin üstünde düm düz yürürken etrafa çarpmamaya özen gösteriyordum aksi takdirde herhangi bir ses büyük gürültü oluşturabilirdi.

Şuan Jeongin'in sözde babası olan herifin otelindeydim ve özel belgelerin bulunduğu kişisel odasına ilerliyordum.

Bir haftadır Jeongin'e ne kadar ulaşmak istesek de olmuyordu. Zaten o Hwang polisi yüzünden kafam darma dumandı ve bu konu da içine girince her gece baş ağrısından kurtulamıyordum. O gece ateşli öpücükten sonra hiçbir şey olmamış gibi yapmıştım. O da bu olaya hiç değinmemişti veya sadece hatırlamadığımı... Zaten altıüstü bir hafta içinde iki kez konuşmuşluğumuz olmuştu. O da benim geçiştirmelerim sayesinde çok kısa sürmüştü.

Aklıma gelen düşüncelerle ilerlemeyi bırakıp dar alanda derin bir nefes almaya çalışırken göz kapaklarımı birbirine bastırıp kafamı herşeyden uzaklaştırmaya çalıştım. Şimdi ki amaç tek bir şeydi. O da o piç adamın sonunu getirecek altın değerinde ki bilgilerdi.

Bir kaç saniye daha olduğum yerde bekledikten sonra ilermeye devam ettim ve en sonunda gözüme çarpan titrek ışıkla konuşmak adına dudaklarımı aralamıştım.

"Buldum sanırım."

"İçeri de ne olduğunu bilmiyoruz Felix. Gevşek davranma ve kasayı bul."

Diyerek beni sertçe uyarması ile oflamıştım. Bu işte neredeyse profesyonel biriydim. Gizlice girip çıkmak kolaydı benim için.

Havalandırma kapağının önüne geldiğimde, kapağı kısa sürede açıp kendimi siyah döşeli banyoya attım. Elimdeki feneri de kapatıp çantama sokmuştum.

"Şimdi en sevdiğim kısım. Karıştırmak..."

Ellerimin ayalarını birbirine sürterek sinsice gülümsemiş, etrafı kolaçan ederek banyodan çıkmıştım.

"İlk başta duvarlarda tablo varsa oralara bak. Sonrasında dolapları ararsın."

Ana odaya girmem ile gördüğüm görüntü yüzünden öylece olduğum yerde kalakalmıştım. Ne Chan Hyung'a cevap verebilmiş, ne de adım atabilmiştim.