Chris'in kapısını tıklattım ve içeri buyur etmesini beklemeden çalışma odasına daldım. Çünkü şu anda bana yardımcı olmasına ihtiyacım vardı. Yazdığım kitaplarımdan birinde gerçekçi bir karakter istiyordum ama ütopik hayal gücümle bunu yazmayı bir türlü becerememiştim. Hem belki yaşı dolayısıyla bana daha gerçekçi bir karakterin özelliklerinin nasıl olacağını bulmamda yardım eder diye ona sormaya karar verdim.
İçeriye girdiğim gibi Tony'i görmemle duraksadım. Tony benim çalıştığım yayınevinin sahibiydi. Kendisi bana asılıyordu. Hatta iş yemeği diye gittiğimiz yemekte bana çıkma teklifi bile etmişti. Ama ben onu reddetmiştim. Tabii kötü bir patron olduğunu söyleyemezdim. Onu reddettikten sonra bana karşı olan tavırlarında hiçbir değişiklik olmamıştı. Bana düşman kesildiği falan yoktu. Gayet medeni bir şekilde karşılamıştı bu durumu. Aynı zamanda Chris'in kuzeniydi de.
Göz göze geldiğimizde kaşlarımı çattım. Sonuçta gizlilik sözleşmemizi ihlal etmişti. Bunun için ona dava açmadığıma kesinlikle şükretmesi gerekiyor.
''Kusura bakmayın böldüm galiba...'' sözümü bitirmeden Tony sözümü kesti.
''Yok hayır, biz de tam senden bahsediyorduk.'' Eliyle siyah deri koltuğu işaret ederek, ''Gelsene şöyle.''
Chris'e baktığımda ''Gel güzelim,'' dedi. Tony, çift kişilik deri koltukta otururken Chris tek kişilik deri koltukta oturuyordu. Chris'in oturduğu koltuğun kol kısmına oturmak için yanına gittiğimde beni kucağına çekti. Her ne kadar bu ani yakınlaşmayla gerilsemde hiçbir şey belli etmedim. Chris'in kucağına rahat bir şekilde kuruldum.
Elindeki viskiyi bana uzattı.
"O viski sevmez. Bunu bilmiyor musun?" Kısık gözleriyle Chris'e bakıyordu.
Chris'in elinden bardağı alırken, "Chris sayesinde artık seviyorum." dedim. Belli ki bunun anlaşmalı bir evlilik olduğundan bir haberdi.
''Beni reddetme sebebin kuzenimle beraber olduğun için miydi?'' pat diye sorduğu soruyla gözlerim far görmüş tavşan gibi açıldı. Bunu özellikle Chris'in yanında sormasını beklemiyordum. Kucağındaki karısının gerildiğini anlamış olacak ki benim yerime kendisi cevap verdi.
''Bunun bir önemi var mı? Şu an benimle birlikte.'' Sırtımı yasladığım göğüs kasları gerildi.
''Sadece merak ettim. Uzun zamandır Rose'u tanıyorum ve seninle ne zamandan beri birlikte olduğunu bilmek hakkım bence. Sonuçta sen de benim kuzenimsin.''
''Sana bir yararı olmayacak bilgilerle kafanı doldurma.''
''Onu seviyor musun? Aşk evliliği mi bu?'' Bu soru bana sorulmuştu ama gözlerini benden kaçırdı.
Tony, bunun anlaşmalı bir evlilik olduğunu bilmediğine artık emindim. Ona, Chris'e aşık olduğuma inandırmam gerekiyordu. Neyse ki iyi bir oyuncuydum. Tabii arada yüz ifademle pot kırdığımı es geçersek...
''Fazla ileri gidiyorsun.''
Chris'in cevabı beni daha çok germişti. Sesindeki tehditvari tonlama ve dişlerinin arasından konuşması...
''Bazı şeyler mantıklı gelmiyor kuzen. İki hafta önce Rose'un babasının şirketine yatırım yapmışsın. Yüklü miktarda.'' Elini çenesine götürdü. Aynı zamanda gözü sol elimin yüzük parmağına kaydı. ''Bir ay önce bana gelip Rose'un nasıl biri olduğunu sormuştun. Eğer zorla evlendirildiyse buna göz yumamam.''
''Zorla evlendiğim falan yok. Ben Chris'i uzun zamandır tanıyorum. Ama işte sadece ilişkimize biraz hızlı başladık. O yüzden sana gelip benim hakkımda bilgi almak istemiştir.'' dedim hızla. Çünkü Chris'in beni kucağından fırlatıp Tony'nin yakasına yapışmasından korkuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzel Çirkin (+18)
Romantizm''Onunla seks yapacağım. Bu ne anlama geliyor biliyor musun? Sonunda düzgün seks sahneleri yazabileceğim! Hem de tüm detaylarıyla!'' Telefonda konuşurken oradan oraya zıplıyordum. Heyecanla etrafımda dönerken onu odanın kapısına yaslanmış, kollarını...