16. Kedicik ve Sahip

1K 38 72
                                    

"Bana benim kim olduğumu bilmiyormuşsun gibi bakıyorsun."

5 Seconds of Summer, Teeth

🌈

"Yardım istemediğinden hâlâ emin misin?"

"Kesinlikle anne. Bunu bir kez daha tekrarlama, olur mu?"

"Sadece dakikalardır malzemelere baktığın için yeniden sormak istemiştim." dediği zaman elimdeki spatulayla mutfak kapısına döndüm. Annem kollarını kavuşturmuş, şu anda olduğum durum için duyduğu memnunluğunu yüzünün her bir noktasına yerleştirmişti.

"Malzemelerin eksik olmadığından emin olmam gerek."

"Zaten mutfaktasın oğluşum. Buna gerek yok."

"Evet, mutfaktayım," Tuttuğum spatulayla yeri gösterdim. "ve şu anda bu mutfak benim mutfağım."

Tek kaşını kaldırdı. "Kovuluyor muyum?"

"Hayır," Ona tedirginlikle baktıktan sonra yeniden tezgâha döndüm. "Sadece beni sabote etme."

Güldü. "Öyle bir niyetim yok." İçeri girdi. Birkaç adımdan sonra yanıma geldi. Malzemelerime göz gezdirdi. "Ne yapacaksın? Tatlı mı?"

Kaşlarım havalandı. "Nereden anladın?"

Bana gözlerinin kenarından bakış attı. Ah, doğru! Onun en sevdiği hobilerinden biriydi tatlı pişirmek; özellikle de Gelinim Marinette şarkısıyla birlikte.

Marinette demişken... Onu unuttum!

"Aklımdan çıktı ya!" Bir anda elimdekileri bırakıp etrafa bakınmaya başladım. Mikrodalga fırının üstündeki telefonumu gördüğüm gibi elime alırken annemin şaşkın bakışlarının radarındaydım.

Sabah dinlediğim sesli mesaja birkaç saniye baktım. Aramız eskisi gibi olmaya başladığı için bana günaydın mesajları atmaya devam ediyordu. Günaydın mesajlarının hepsi ses kaydıyla olurdu ve sadece günaydın demekle geçmezdi. Sabah ne yaptığını anlatır, gün içindeki planlarından bahseder ve birlikte bir şeyler planlamamız gerektiğini söylerdi genelde. Bu sabahki mesajda da sabahı şehrin dışında tatile çıkan ailesiyle geçirdiğini anlatmıştı. Uzun zamandır ailesiyle görüşmediği için onları özlemişti ve bakılırsa gününü onlarla doyasıya geçirecekti.

Sorun şu ki mesaja yanıt vermemiştim. Verecektim fakat akuma alarmı olmuştu. Akumadan geri dönünce de geçen saatin farkına varıp mutfağa girmiştim. Aradan saatler geçmişti ve benim aklıma bu durum ancak gelmişti.

Prensesim yazan kutucuğa tıkladıktan sonra çağrı etkin hâle geldi. Telefonu hoparlöre aldım ve tezgâha koydum. Gözlerim yeniden tek tek malzemelerde dolaştı. Eksik var mıydı acaba?

"Canım?" diyerek dördüncü çalışta açtı telefonu.

"Selam prenses! Ne yapıyorsun?"

"Selam! Şehre geri dönmek üzereyim. Senden n'aber?"

"Öyle mi? Gününü ailenle geçirirsin sanıyordum." dediğimde annem çocuk gibi bana sırnaştı ve Marinette'le ilgili imalı mimiklerde bulundu. Gülüşümü bastırmaya çalışarak gözlerimi ondan çektim. Söz konusu Marinette olduğunda annem tam bir gelinine düşkün kaynana rolünü oluyordu.

BAYAT MAKARON | MiraculousHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin