26. Luka Couffaine

388 36 167
                                    

"...ve sadece başlangıcı yeniden yaşamak için seni en başa kadar takip edebilirim."

Paramore, All I Wanted

🌈

Adrien Agreste'in Ağzından...

"ONA NE DEDİN OROSPU ÇOCUĞU!"

Ellerim yakasına yapıştığı gibi sokağın rutubetli duvarına çarptı. Elindeki asayı düşürdüğünde ellerini bileklerime koydu ama onu daha da duvara bastırdım. "NE DEDİN, HA?!"

"Ne yaptığını sanıyorsun?!" Tükürük saçarak yüzüme bağırdı. Ciğerime oksijen ulaştığında sakin kalmaya çalıştım ama şu an tam karşımda olanların sorumlu kişisi varken bunu gerçekleştirmek mümkün görünmüyordu.

Yakasını bıraktım ve geri adım attım. Yüzüme tiksintiyle baktı. "Ne yaptığının farkında mısın? Toy davranmayı bırak!"

"Su-Han," Dişlerim gıcırdadı. "Asıl sen ne yaptığının farkında mısın?"

Yerden aldığı asasını yere vurdu. "Senin sürekli ertelediğin şeyi yaptım," Kalın kaşlarını kaldırdı. "Yanlış mı?"

Sesimin kontrolü bir kez daha bozuldu. "Doğru değil! Ona doğruyu söylemedin!" Ellerim saçlarımı buldu. Olduğum yerde sıkıntılı adımlar attım. "Ondan mucizeyi alacağımı söylemişsin! Ona sırf sen istedin diye kimliğini öğrendiğimi söylemişsin! Gerçek bu mu, söylesene!"

"Ondan mucizeyi alacaktın Adrien-"

"Bundan vazgeçtim!" Yeniden ona doğru yürüdüğümde kaşlarını çattı. "Sana söylemedim! Ben vazgeçecektim! Ben bırakacaktım! Ama sen-"

"Hiçbir şeyi değiştirmez." Gözlerini kıstı. "Ne yapmaya çalıştığını biliyorum çocuk ve bu, hiçbir şeyi değiştirmez."

"Ona yalan söyledin," Başımı iki yana sallarken işaret parmağımla kendisini gösterdim. "Ona yalan söyleyen sensin!"

"Yalan söylemedim. Onun kimliğini öğrenmeni senden istemedim mi? İstedim!"

"Onun kimliğini bilerek mi öğrendim sanıyorsun!" Öfkem ciğerlerimi sıkıştırdı. "Öyle olmadığını bildiğin hâlde-"

"Biliyorum," Beni omzumdan itti ve kendisinden uzaklaştırdı. "Ama sana söyledim. Eğer yapamazsan bunu bizaat kendim yapacağımı söyledim."

"Karışmayacaktın! Tek yapman gereken mucize kutusunu almaktı!" Elimi savurup yerde duran kutuyu gösterdim. "Her şeyi mahvettin Su-Han!"

"Durumu buna sürükleyen ben değilim aptal," Yüzünde alaycı bir mimik oluştu. "Sürekli erteledin. Sürekli... Nereye varacağını sanıyordun? Gardiyanlığı bırakıp huzura ereceğini mi?" Başını iki yana salladı. "Kaderinden kaçamazsın."

"Anlamıyorsun, bilmiyorsun..." Alnıma dökülen saçlarımı geriye çekerken parmaklarımın arasına perçemler sarıldı. "Marinette gerçeği bilmiyor," Bakışlarım düştü, duygularım öfkenin yerine endişeye tekrar büründü. "Bilmiyor..."

"O zaman git konuş." dedi çok basitmiş bir şeymiş gibi. Kararan bakışlarım yeniden onu buldu. Bana yüz çevirdi ve büyük çantasını boynuna geçirdi. Mucize kutusunu da eline aldığında omuzlarımı geriye yatırdım.

"Sen... Sen hiç ihtimalleri düşünmüyorsun, değil mi?" dediğimde duraksadı. Vücudumu dik tuttum ve yönümü ona çevirdim. "Lady'nin neler yapabileceği aklının ucuna bile gelmiyor."

BAYAT MAKARON | MiraculousHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin