27. Yitirmek

416 30 338
                                    

"...bıraktığın yara izlerini zar zor kapattım. Evet, neredeyse beni öldürüyordu."

Conor Maynard, If I Ever (Acoustic)

BU BÖLÜME YORUM PATLAMASI BEKLİYORUM!
Keyifli okumalar canlar! <3

🌈

Adrien Agreste'in Ağzından...

"Londra."

Yalnızca bu yazıyordu. Bunnix'ten gelen bir not olduğunu direkt anlamıştım ama böyle bir şey beklemediğimden şaşkınlık içerisindeydim.

Londra seyahatimden vazgeçmiştim çünkü planımı tepetaklak çevirmiştim. Eğer bugün Shadow Moth yerinde dursaydı ekibi toplayacak, gardiyanlığa da kahramanlığa da veda edecektim. Belki Shadow Moth'un saldırısı olmasa bile bunu yapamazdım çünkü Su-Han ortalığı karıştırmıştı.

Notu avcum içinde buruşturdum ve başımı kaldırdım. Bunnix, Londra'ya gitmemi söylüyordu. Bunu işaret ederek aslında yapmamam gereken şeyi de söylemiş oluyordu: Gardiyanlığı bırakmayacaksın.

Dişlerimi sıktım. Doğru karar alamıyor muyum?

"Adrien?" Tikki'nin meraklı gözlerine yakalandığımda başımı çevirdim ve derin bir nefes aldım. Şu an bunu düşünmenin zamanı değildi. Önemli bir şey olmuş olabilirdi ya oda lacaktı, bilmiyordum. Bu not elbette boşuna değildi. Bunnix benim anladığımın dışında bana başka bir şey bana anlatmaya da çalışıyor olabilirdi. Bu yüzden odaklanmalıydım.

Fakat odaklanmam gereken bir konu daha vardı: Marinette.

Marinette'le ne zaman konuşabilirdim hiçbir fikrim yoktu ama bunu ertelemeyecektim. Şu an onunla iletişime geçemezdim. Kahraman formunda olduğu sürece ona ulaşamazdım ancak Luka'dan haber alırsam bu gerçekleşirdi.

Sass ve Tikki'ye odada kalmalarını söyledikten sonra odamın kapısına doğru ilerledim. Saat geç olduğu için sessiz olmalıydım, aksi taktirde ne anneme yakalanmak istiyordum ne de babama. Anneme yakalanmak daha kötüydü çünkü bu saatte eve şimdi gelmenin bahanesini kafamda kuramazdım ki zaten bana inanmazdı. Babamsa zaten hiçbir zaman eve geç gelme bahanelerime inanmamıştı. Beni şimdi görürse aile kurallarına uymam gerektiğini söyler ve asla gerçekleşmeyen o kalıplaşmış cezalardan verirdi. Ya da sinirim bozacak birkaç şey söylerdi... Bu yüzde sessiz adımlarla çabucak odadan çıktım ve yakın olduğuna şükrederek Félix'in odasının kapısının önüne kadar geldim.

Londra'ya onunla gidecektim ve biletleri ayırtan o olmuştu. Londra'ya biletimiz ne zamandı bilmiyordum. Belki de bilet yanmıştı, yenisini ayırtmak zorunda olabilirdik. Bunu Félix'ten öğrenecektim.

Kapıyı iki kez tıklattım ama ses gelmeyince kapı koluna asılmak zorunda kaldım. İçeri başımı uzattığımda odanın içinde çalışma lambasının loş ışığının yayılı olduğunu gördüm. Félix'se uyumamış, çalışma masasının başında elleri başına yaslı oturuyordu.

"Félix?" Seslendiğimde varlığımı yeni fark etmiş olacak ki irkildi. Başını benden tarafa çevirdiğinde aynı zamanda ayağa kalktı.

"Adrien?"

BAYAT MAKARON | MiraculousHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin