28. Ne Git Ne de Kal

389 29 140
                                    

"Kırılmak için mi düzeliyorum yeniden?"

"Keşke önceliğin olsaydım... Çektiğim acıya karşılık senden gitmem gerekmez mi?"

Clinton Kane, Fix It to Break It

(Bu şarkıda hem Adrien'ın hem de Luka'nın Marinette'le ayrılıklarından sonra duyduğu hüznü buluyorum. Benim için şarkının ilk yarısı Adrien, devamı ise Luka. <3)

Bu bölümü onlyladynoir adlı okuyucuma ithaf etmek istiyorum. Bölümü bu kadar erken yayımlamamın nedeni yalnızca onun hatrına. :) <3

🌈

Yazarın Ağzından...

"Arkadaşlarının istasyona geleceğini düşünmüştüm." dedi Félix ellerini pantolonun ceplerine sokarken. Adrien'sa kendisine yönetilen bu konuşmayı ne sürdürdü ne de Félix'e baktı.

Marinette dönmüştü. Marinette, Luka'ya geri dönmüştü, değil mi? Tam olarak böyle olmuştu. Geç kalmışlık hissiyatı vardı yüreğinde ve öyle yakıyordu ki canını, kanı gittikçe kuruyormuş hissediyordu.

Dudakları Luka'nın dudaklarını bulduğunda ne düşünmüştü? Eskiden yaptığı gibi onun kollarına sığındığında ne hissetmişti? Bir değildi, iki değildi... Marinette kaç sefer Luka'ya dönmüştü? Kaç sefer uzaklaşmıştı? Adrien sayısını bilmiyordu ama Marinette'in bunu yapması onu şaşırtmıyordu. Sadece... Bu sefer Luka'ya dönüş bileti farklı nedenlere bağlıydı, değil mi? Adrien, hayır, Wonderbug yüzünden şimdi onun kolları arasındaydı.

Peki bu seferki farklı mı olacaktı? Luka onu kucaklardı. Luka ona en değerli varlığıymış gibi sahip çıkardı ve belki de bu sefer gitmesine izin bile vermezdi. Ya da... Bu sefer Marinette gitmek istemezdi. Luka'yla olurdu ve Adrien da her zamanki gibi geride dururdu.

Şimdi Adrien, onu kaybetmiş mi oluyordu?

"Adrien?" Kuzeninin elini omzunda hissettiğinde yere saplanmış olan gözleri kendine geldi. Başını kaldırdı ve ona baktı. Tek kaşını kaldırmıştı. "Ne oldu?"

"Hiçbir şey," Yutkundu ve bakışlarını kaçırdı. Bir elini bavuluna götürdü ve treninin giriş kapısına baktı. "Gidelim."

Londra'ya gidiyorlardı. Adrien en başta bu konuda gönülsüz olsa da verilebilecek en iyi karar olduğunu düşünüyordu. Belki de Bunnix son olanlar yüzden Londra'ya gitmesini söylüyordu. Paris'te olmak canını acıtacaktı ve belki de Shadow Moth'un bir sonraki kurbanı olacaktı. Buna hazırlıklı değildi.

"Gideceğini onlara haber vermedin, değil mi?" diye sordu Félix onun yanındaki koltuğa otururken. Adrien başını arkasına yaslamış tavana bakarken yine konuşmadı.

Haber vermemişti. Bunu düşünmemişti bile. Yokluğu fark edilirse telefonu çalardı ama pek sanmıyordu. Zaten yaz bitiyordu, herkes işine yavaş yavaş dönmüştü. Belki de... Belki de Marinette bile dostunun yokluğunu anlamazdı.

Zaten anlamazdı. Şu an Luka'yla olması gerekiyordu ve Adrien biliyordu ki günlerini onun yanında geçirirdi. Marinette'in aklına Adrien gelmezdi. Belki de böyle olması daha iyiydi.

Kalbinin ağrıdığını hissettiğinde pınarlarında acı doldu ve gözlerini kapattı.

Seni kazanmak için çok geç kaldım Marinette...

Adrien kapattığı gözlerini araladığında artık İngiltere topraklarında olduğunu anladı. Kuzeniyle birlikte trenden indiğinde Félix'in koluna girmesine izin verdi çünkü kendini iyi hissetmiyordu. Teyzesi Amelie endişeyle ona bir şişe su uzattığında kendisini bir banka oturttuklarını fark etti.

BAYAT MAKARON | MiraculousHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin