14. Konser Gecesi

685 39 85
                                    

Multi: Aşka düşen çift 💙

"Sana olan aşkım nefrete dönüşmeyecek. Geri dönmeni bekliyorum."

Léa Castel, Amour à la Haine

🌈

Marinette Dupain-Cheng'in Ağzından...

Güneşin sesine kuş cıvıltıları karışıyordu. Geri çekilmiş bulutlar yeryüzünde tek bir gölgeye sahip değildi. Öğlen vaktinin güneşin en tepede olduğu saatti. Yürürken gözlerimi kısacak kadar kavurucu bir sıcaklık vardı. Şort kombini yaptığım kimono kıyafetin içinde bile pişiyor gibiydim.

Alya:

Biraz geç kalacağız. Direkt stüdyoya geçiyoruz. (11.11)

Arkadaş grubumuza atılan mesajı yürümeye devam ederken okudum. Ahhh bu ikisinin bir bebeği olacaktı! Buna hâlâ inanamıyordum. Alya ve Nino'nun şirin bebeği... Alya'yla bu konu hakkında saatlerce konuşmuştuk. Ondan daha heyecanlı olduğuma emindim. Bu beklenmedik fakat harika bir sürprizdi! Evlilik konusunu aralarında konuşmuşlardı ve Alya'nın bana söylediği kadarıyla bebek doğduktan sonra gösterişsiz bir düğün planlıyorlardı. Bu o kadar büyük bir sorumluluktu ki ikisinin kararlar verirken defalarca kez düşünmeleri gerekiyordu.

Mesaja bir yanıt yazmak yerine uygulamadan çıktım ve başparmağımı güç düğmesine götürdüm. Duvar kâğıdındaki yüzü görmemle ister istemez irkilerek başımı çevirdim ve telefonu aceleyle cebime soktum. Wonderbug!

O gecenin üzerinden beş parmağımla sayabileceğim günler geçmişti. Verdiği ödülü hatırladıkça karnımdaki fil devriliyordu sanki. Işığın izinsiz girdiği o pek aydınlık olmayan odaya rağmen yüz ifadesi zihnimde canlanıyordu. Aralıklı dudakları, hızlı solukları, kısık bakışları, dağınık saçları; gözleri gözlerime çıktığı an dudaklarına uzanan edepsiz kıvrımı, boğazından çıkan argolar, işkence gibi gelen dokunuşları. Bambaşka bir Wonderbug ve bu kesinlikle tapacağım bir böcek. Kirli sözcükleri dudaklarını ıslattığı zamanki çekiciliği beni benden alıyordu.

Bu günler içerisinde tabii ki karşı karşıya gelmiştik. Akuma saldırıları olmuştu. Çatışmalarda aklım ve fikrim tek yönlü olduğundan yaşadıklarımız elbette düşüncelerimi bulandırmıyordu ama onunla yalnız kaldığım an durduramadığım düşüncelere sahip oluyordum. Bunun nedeni, kurduğum düşleri şu an yaşıyor olmamdan kaynaklanıyordu. Onun ahlâksız sözlerinin başımda dönmesi yeni yetme gibiymişim gibi hissettiriyordu ve bu biraz da sinir bozucuydu.

Neredeyse her gece onunla birlikteydim. O olduğu gibi devam ediyordu. Hatta muhabbetler açıyor, benimle samimi üslubuyla konuşarak zamanını öldürüyordu. Dün gece birlikte akşam yemeğine çıkacağımız konusunu kendisi açmıştı mesela. Planını ve düzenini bana anlatırken ona robotik hareketlerle başımı sallıyordum sadece. Hallerimin farkında olduğunu biliyordum ve her gece onun benimle ne zaman dalga geçeceğini düşünüyordum ama o, konuyu açmıyordu. Açmasındı zaten!

Kızarıyor muyum? Hiç benlik şeyler değil...

Liberth'in kaygan iskelesine adım atacakken gördüğüm kişilerle tam tersi bir adım geriledim. Yurtdışından dönen Juleka ve Rose çifti beni gördüklerinde samimi bir gülüşle beni selamladılar. "Selam Mari!"

BAYAT MAKARON | MiraculousHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin