TANITIM | RÜZGÂR TERSİNE DÖNERSE

5.5K 262 73
                                    

İlerideki bölümde denk geleceğiniz fazla yaş farkına takılmadan lütfen devam edin, bir süre öyle devam etse de sonradan düzelecek. Kitap pedofili bir kurgu değil, sadece olayların bağlanması için en başta böyle başlamak zorunda.

🪁

Sinir kat sayım hayatımda hiç olmadığı kadar fazla olduğu için normalde olsa saniyelerimi alacak soruyla 2 dakikadır bakışıyorduk.

Sayamadığımcı defa soruya baştan başladım. Ve kısa paragrafı yeniden bitirdiğimde yine hiçbir şey anlamamıştım. Kalemi sinirle masaya bıraktığımda çıt çıkmayan sınıfa dağılan yüksek sesle kendime kızdım.

Kalemi geri alıp soruyu yeniden okumaya başlayacakken bir ses beni durdurdu.

"Asal, zil çalınca sınıfta kal, çıkma."

Kitaptaki bakışlarımı kaldırıp ona baktım. Aynı anda birkaç kişi de hem bana hem ona bakmıştı.

Sinirliydi.

Sinirliydim.

Sinirime rağmen sakince "Neden hocam?" diye sordum.

Kimse ona bu soruyu sormaya cesaret edemezdi ama ben sorabilirdim.

Arkadan Alya'nın sırtımı dürtükleyerek "Ne yapıyorsun, sussana!" diyişine kulak vermedim, hâlâ onun gözlerine bakıyordum.

Sinirinin daha da arttığını yüzünden anlıyordum.

"Çözemediğin sorunun cevabını anlatacağım sana."

Göz temasımızı bozan ilk ben oldum. Bakışlarımı sağ bileğime indirip saate baktım. Tam şu an zil çalacaktı. Ve evet, çaldı.

Herkes bir anda konuşmaya başlayarak eşyalarını toplarken ben de masamdakileri toparlıyordum.

Omzumda bir dokunuş hissettiğimde arkamı döndüm, Alya vardı. Bana tereddütle bakarak "Aşağıda bekliyorum seni." dedi.

Başımı salladığımda o da sınıftan çıktı ve tek kaldık.

Sınıfın kapısının kapandığını duydum ama o tarafa bakmadım. Bana doğru geldiğini hissediyordum. Ondan tarafa bakmazken oturduğun yerden kalktım ve içine her şeyimi tıkıştırdığım çantanın fermuarını kapattım.

Yanıma geldiğinde bir süre sessiz durdu, daha sonra dayanamamış olacak ki "Ne yapmaya çalışıyorsun?" diye sordu.

Sesi sertti ama korkutacak cinsten değildi.

Bakışlarımı gözlerine diktim, aynı onunki gibi sert ama sinirli olmayan bir sesle "Bir şey yapmaya çalışmıyorum." dedim.

"Asal." O kadar sinirliydi ki, utanmasa kulaklarından ateş çıkarırdı. Buna rağmen bana bağıramıyordu. Bana bağıramazdı.

Bana ne kadar sinirlenirse sinirlensin, ne yaparsam yapayım bağıramazdı çünkü bana aşıktı.

Belki o bunun farkında değildi, ya da farkındaydı ve bunların hiçbirini yapamadığı için kendine kızıyordu. Bilmiyordum.

Ben de ona bağıramazdım. Ona sinirlenmez, küsmezdim. Bunun korkuyla bir alakası yoktu. Sınıftaki diğer herkese nazaran ben ondan korkmuyordum. Ki onların da korkmaları kendi yaptıkları yüzündendi, sinirli olmayan bir insanı çıldırtıp ya Kenan Hoca da çok sinirli adam hep bağırıyor demeleri inanılmaz ironikti.

Benim de ona bağıramama ya da küsemememin yegâne nedeni, benim de ona aşık olmamdı.

"Neden ben sinirliyken inatla üzerime geliyorsun! Herkese bağırıp sana bağıramamam mı cesaretlendiriyor seni?" Dişlerini sıkarak söylediği cümlelerde zaten bildiğim gerçekle yeniden yüzleşmiştim.

Çantamı sıraya bıraktım, kalçamı sıraya yaslayarak yüzümde beliren gülümsemeyle onu izleyemeye başladım.

Yüzümdeki gülümsemeyi soldurmadan "Hocam," dedim imayla. "Neden bana bağıramayasınız ki? Benim ne gibi bir ayrıcalığım var? Sınıftaki herkes gibi, ben de sizin öğrencinizim."

"Asal..." dedi yüzüme yaklaşarak. Dudaklarımız arasında santimler kalmıştı. Sanki çok gizli bir şeyden bahsediyormuş gibi fısıldadı. "Herkes normal sayılarsa öğrencilerim asal sayılar benim içimde. Ama onlar 11, 13 ya da 17'yse sen 2'sin. 2'nin anlamını biliyorsun, değil mi?"

Biliyordum. Aylar önce bana bunu arabada da söylemişti. Bir öğretmen olmamasına rağmen geçici öğrencilerinin değerli olduğunu da, bu değerin en pik noktasındaki kişinin ben olduğumu da biliyordum.

11, 13, 17 ve daha nicesi tek sayıyken 2, çift olan tek asal sayıydı.

RÜZGÂR TERSİNE DÖNERSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin