2. Bölüm: Korkuya Kucak Açanlar.
Halsey, Don't Play.
🪁
Derler ki; Kimsenin başaramadığını senin başarman değil, herkesin başardığını senin başaramaman asıl başarıdır.
Bazı sahneler acımaz.
Bazı sahneler acıtmaz.
Bazı ölümler ağlatır.
Bazı ölümler güldürür.
Ve bazı yaşamlar, öldüğünde ağlatacağından daha çok ağlatır.
"Asal, anladın mı?"
Dikkatim elimde döndürdüğüm kalemden dağılıp, başım kalktığında dürüst davranarak "Dinlemedim." dedim.
Kafamı kurcalayan onlarca şey varken ders dinleyemiyordum.
"Elektrokimyasal hücrelerden bahsediyorduk en son," dedi bakışlarını benden çekip tüm sınıfta gezdirerek. "Redoks reaksiyonuyla kendiliğinden gelişen elektrik akımını üretebiliyordu."
Dinlemeyi yine reddedip kafamı sırada kavuşturduğum kollarım arasına koydum. Betül Hocanın sakin ses tonu beni uykuya iterken gözlerimi açık tutmaya çalıştım. Üzerinden ne kadar geçtiğini bilmediğim bir sürenin ardından tanıdık zil çaldığında ayağı kalktım ve sınıftan çıktım.
İdare katına çıkarak müdür yardımcısı Ozan Hocanın odasına ilerledim. Kapalı olan kapıya hafifçe iki kere vurdum, birkaç saniye sonra gel sesi kulaklarıma dolduğunda kulbu indirdim ve kapıyı açtım. Direkt Ozan Hocayı gördüğümde aralık kapıdan "Hocam birşey konuşmak istiyorum, müsait misiniz?" dedim.
"Gel Asal," dediğinde kapıyı tamamen açtım. İçeri girerken flu bir şekilde sol tarafta bir karartı gördüm. Kim olduğunu görmek adına sol tarafa döndüğümde oturan ve kapıya doğru bakan Kenan Hocayı gördüm.
Bakışlarını ondan çekip "Sonra da gelebilirim," dedim.
"Gerek yok, gel konuşalım, Kenan'ın rahatsız olacağını sanmıyorum." Yeniden sola doğru baktığımda bana bakmayı bırakıp kucağındaki kağıtlarla ilgilenmeye devam ettiğini gördüm. Boş sandalyeye oturdum.
Sıktığım telefonu açtım, dün gelen mesajı buldum. Ekranı yavaşça Ozan Hocaya çevirdiğimde gözlerini kısıp okumaya başladı.
"Biliyorum, ben attırdım." dediğinde inanamayarak ona baktım.
"Hocam her yıl inatla girmediğimi biliyorsunuz, neden attırdınız?"
Elini masanın sağ alt kısmına uzattı, bir süre yokladıktan sonra aradığını bulmuş olacak ki elini çekti. Elinde bir kağıt vardı.
"Bak Asal, sen çok başarılısın." dedi kağıdı önüme doğru iterken. Ben kağıda bakarken konuşmaya devam etti. "Bu yıl sayısal'ın en iyileri için sınıf açıyoruz. Üniversite sınavında da ek puan getirisi olacak. Eğer o sınava girer ve başarını gösterirsen," derken parmağıyla kağıdın başını gösterdi. Kağıdın başlığı Sayısal Sınıfı'na Aday Öğrenciler'di. Hepsinin yanında imza bekleyen bir alan vardı. Ve en başta benim adım yazıyordu.
"İsminin yanına o imzayı ben atacağım."
Ses bu sefer arkadan gelmişti. Ben daha arkamı dönemeden Kenan Hoca ayağı kalktı. Elindeki kağıtlardan birini önüme verdi, Ozan Hoca'nın masaüstü kalemliğinden bir kurşun kalem alıp bana uzattı. Önümdeki kağıtta yine 2. dönemin son konularından olan İntegral'den bir soru vardı.