7. Bölüm: İnvaziv Âşıklar.
İnvaziv: Bütünlüğün bozulması, demek.
Ege Can Sal, İmkansız.
🪁
ASAL ROMANO'dan (1.t) ANLATIM.
İlk defa bu denli büyük bir fiziksel acıyla baş başaydım.
Vücudumun bazı noktaları acı acı yanıyor, içimi kavuruyordu. O tuvalette kilitli kaldığımı fark edince zaten bayılacağımı anlamıştım ama bu kadar uzun süre içeride kalacağımı tahmin etmemiştim, belli ki tenimin çoğu yanmıştı.
Kıvranmak istiyordum ama bunu yapmaya çalıştıkça canım acıyordu, gözlerimi açmak istiyordum ama sanki bir ağırlık vardı.
"Uyanıyor, Duman Bey."
Gözlerimi zorla, hafifçe araladığımda en başta gözlerim acıdı beyaz ışıktan. Kısık gözlerimle etrafa bakmaya çalışırken yanımdan bir gölgenin geri çekildiğini hissettim.
Üstünde doktor önlüğü olan başka bir beden bana doğru yaklaştı. Sol elini, sol gözüme getirdi ve göz altımı baş parmağıyla, göz kapağımı işaret parmağıyla çekiştirdi. Daha sonra, sağ elini yaklaştırdığında beyaz duvara bakıyor gibi hissettiren ışık görüş alanıma girdi.
Aynısını diğer gözüme yaptı; Sağ baş parmağıyla göz altımı, işaret parmağıyla da göz kapağımı çekti ve diğer eliyle ışığı tuttu.
Işığın kapanmasıyla kendime gelmiştim. Etrafa baktığımda adının Duman olduğunu duyduğum, otuzlarında görünen doktor; uyanırken sesini duyduğum, yaka kartında Ayşenur yazan hemşireyi gördüm. Hafifçe sola doğru baktığımda hiç beklemediğim biri daha görüş açıma girmişti.
Bakışlarım onda oyalanırken bana bakmadı. Bu sırada doktor "İlk geldiğinde hayati tehliken vardı ama şu an iyisin." diye söze girdi. "Sistemde 4 tane ilaç kullandığını gördüm, bir süre onların birer doz fazlasını kullanacaksın. Hepsinden üçer kutu yazdım, olanlarla beraber seni 3 ay idare edecektir. 3 ay sonra da yeniden geleceksin, hem tekrar akciğer filmini çekeriz, hem de ilaçlarını yazarız."
Ağzımı açmadan onaylamak adına hafifçe kafamı salladım.
"Sağ üst bacağında ve karnında küçük ama invaziv yaralar oluşmuş, diğerlerine göre daha zor, hatta belki de hiç geçmeyebilirler. Geldiğinde nabzın çok düşüktü, ilaçlarından ikişer doz fazlasını oksijenle beraber aldığında toparladın. Serumun yarım saate biter. İstersen yarım saat sonra, istersen sabah çıkabilirsin. Normalde bu kadar kolay bırakmam ama dediğim gibi hızlı toparlandın."
Sesim derinden çıkarken "Teşekkür ederim." dedim.
Doktor, gözüyle onu işaret ederek "Bana değil, beyfendiye teşekkür et, tekrar geçmiş olsun." diyerek odadan çıktı.
Neden beyf- Kenan Hocaya teşekkür edecektim ki? Yani tamam, edecektim ama yanımda durduğu için edecektim, başka bir nedeni daha mı vardı?
Doktor ve hemşire odadan çıktığında gözlerimi üzerine diktim, aynı anda o da bana bakmaya başladı.
Biz o gece, saatlerce birbirimize baktık ama ne ben soru sorabildim, ne de o konuşabildi.