MADALYON

27 1 0
                                    

Emir Ege'den gelen bildirim üzerine elini telefonuna attı. Birkaç saniyeliğine gülümsese dahi aklı bulanmıştı. Kimdi bu kız? Oysa Emir emindi Ege'nin hayatına birini almayacağını. "Belki de arkadaşıdır." dedi. En azından eğleniyor oluşuna sevindi. Planların yolunda gitmesini engelleyecek biri değildir diye içinden geçirdi. Tam da bu sırada telefonu çalmaya başladı.

— Gördün mü fotoğrafı? Kim ki bu kız? Bütün her şeyi mahvedebilir.
— Belki de bu baştan hata olan planın tamamen sona ermesini sağlayabilir ne dersin?
— Bu planın bir hata olduğunu düşünseydin en başta buna dahil olmazdın birbirimizi kandırmayalım.
— Göründüğünden daha zeki ve kurnaz olduğunu hep unutuyorum. Bence önemli birisi değil. Hatta belki tanımıyordur belki de... Kolay arkadaş edinen biriydi eskiden bilirsin.
— Ve birden arkadaş canlısı haline dönmeye karar verdi diyorsun.
— Bizim ortak paydamız Ege'nin iyi olması ve eskiden olduğu gibi hayatına devam edebilmesi.
— Evet bu bir gerçek fakat ben onu seviyorum. Kaybetmeyi göze alamam.
— Keşke bunu çok daha önceden düşünseydin. Neyse şimdi birde bunu tartışmayalım. Birazdan Ege'yi arar durumu kontrol ederim. Eğer olağandışı bir şey olursa haber veririm. Aksi taktirde haber vermeyişimden her şeyin yolunda olduğunu anlarsın.
— Peki bay meşgul daha fazla tutmayım. Görüşürüz.
— Görüşürüz.


Emir'in kontrol altında tutması gereken birçok şey vardı. Ve o tüm dengesini kaybetmiş gibi duruyordu. Pencereyi açıp bir sigara yaktı ve Ege'yi aradı.

EMİR — Ne haber, bakıyorum çabuk uyum sağlanmış tatil moduna.
EGE — Pek sayılmaz aslında ben olan duruma uyum sağlamaya çalışıyorum.
EMİR — Manita yapmışsın diyorlar.
EGE — Kim diyor bunu?
EMİR — Bilmem kuşlar söyledi.
EGE — Kuşlar yanılmış. Biliyorsun böyle bir düşünce içerisinde olamam. Buse arkadaşım. Yeni tanıştık. Rica etti ve bir fotoğraf çekindik. Aslında kafadar biri fakat hiç o gözle bakmadım. Hatta ona Ece'den bahsettim. Zor oldu ama oldu işte bir şekilde.
EMİR — Şaşırdım. Olayı da anlatabildin mi?
EGE — Hayır henüz çok başlarındayız.
EMİR — Tamamını anlatmayı düşünüyor musun?
EGE — Gerektiği kadarını.
EMİR — Anladım pekâlâ, o halde ben bölmeyim. Kendine dikkat et. Ha bu arada sende tık yok belki ama bende bazı gelişmeler var. Bir anda oldu. Geldiğinde uzun uzun konuşuruz.
EGE — Ama öyle merak ettirip gidilmez. Anlatsana biraz?
EMİR — Sonra, kendine dikkat et.
EGE — Pekâlâ, sen daha çok dikkat et.

Emir Ege'nin imasına gülmüştü. Artık işe dönmeliydi. Emir sürekli düşüncelere dalıyor ve içinde bulunduğu ve basamaklarını kendi inşa ettiği bu riskli planı aklından geçiriyordu. Keşke birisi Ege'nin hayatına girse ve bir sihirli değnek ile her şeyi değiştirebilseydi.
Arkasından planlar kurup, oyunlar oynayıp, yalan söylemek zorunda kalmazdım diye tekrarlayıp duruyordu.

           Arkasından planlar kurup, oyunlar oynayıp, yalan söylemek zorunda kalmazdım diye tekrarlayıp duruyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ege ise hazırlıklarını tamamlamış yola koyulmuştu bile. Buse biraz düşünceliydi. Yan yana oturuyorlardı fakat Buse'nin gözü hep dışarıdaydı. Ege'de fırsattan istifade bir anda yığılan yorum beğeni ve mesajları gözden geçiriyordu. Perihan imalı bir şekilde hediyesini hatırlatmıştı. Nurgül ise istemsiz oluşan özleminden bahsetmişti. Sahiden Ege Mocha'dan ayrı kalsa özler miydi? Kısa bir süre bakıştıktan sonra "Bende özlerdim tamam, hemen surat yapma." dedi Mocha'ya. Bunu duyan Buse gülümsedi.

BUSE — Aranızda ne geçiyor bakalım çifte kumrular.
EGE — Bilmeni isteseydik bunu kesinlikle bilirdin. Mocha özelimizi paylaşmamı yasakladı.
BUSE — Beni bu kadar dışlamanız hoş olmadı. Küstüm.

Ege telefonundan arama bölümünden "Ah bana küsmüş" şeklinde bir video bulup Buse'ye izletti. Buse kendini tutsa da sonra engel olamayıp gülmüştü.

BUSE — Bu barıştığımız anlamına gelmez.
EGE — Biz hiç küsmedik ki?
BUSE — Yine de gönlümün alınması gerek. Anlatmaya devam edebilirsin mesela.

Ege kafasını kaldırıp etrafını gözledi. Gelişe kıyasla dönüş daha sakindi. Ama konuşarak anlatırken rahat hissetmeyeceğini düşündü ve yine telefonunu çıkarıp mesajlar bölümünü açıp Buse'ye "Yazarak anlatabilir miyim?" diye sordu. Buse bir süre telefonuna bakmayınca Ege saati doğrulama bahanesiyle saati sordu. Buse sessizdeki telefonunun ekranında mesajı görünce anladı durumu ve cevap verdi: "Yan yana oturduğum biriyle hiç mesajlaşmamıştım enteresan olacak."

YANILGIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin