YALNIZLIKTA HUZUR BULMAK

30 1 0
                                    

Ege gözlerini kırpıştırdığında gün ışığı yeni yeni odayı ışıtıyordu. Mocha yamacına sokulmuş Buse ise yoktu yanında. Gözlerini ovuşturup saçlarını topladı. Doğrulup şöyle bir kendine geldi Ege. Mocha Ege'ye dönüp baktı. Ege Mocha'ya: "Nasıl ki ben sana alışıyorum. Sende bana alışacaksın. Barsa bar, denizse deniz. Birlikte danışanların sıkıntılarını dinleyeceğiz. Ne meov? Evet sende dinleyeceksin."

Ege Mocha'nın suyunu yenileyip mamasını koydu. Kucaklayıp aşağı indirdi. Büyüyor sanki bu dedi içinden. Senin büyümenden daha öncelikli bir sıkıntımız var. Bu kız nerede? Buse gece uyanmış kendini lavaboya zor atmıştı. Ne olduğu hayal meyal hatırlıyordu. Tekrar dönüp yatamazdı yatağa. Kendi odasına gitmişti. Kızmıştı biraz da. Neden kendi odama götürmedin ki beni diye hayıflanmıştı. Mesaj atamadan sızmıştı.

Ege telefonu kontrol etti. Buse'den bir mesaj görmeyi umuyordu ama görememişti. Mocha'ya dönüp sanırım kızdı biraz. Uyanınca görebiliriz bir fırtına. Sen doydun biz açız o ne olacak hanımefendi?

Ege kendini duşa attı. Çıkınca giyinip aşağı indi kahvaltı için. Buse'den hala mesaj yoktu. Şöyle bir geçen haftayı düşündü. Tatilde olan olaylar o kadar çok ve aralıksız bir şekilde gerçekleşiyordu ki sanki bir hafta değil bir ay gibi geliyordu Ege'ye. Elini cebine attı. Sigarası bitmişti. Dışarı çıkıp sigara alabileceği bir yere baktı. Saatini kontrol etti. Otuz dakika kalmıştı turun kendisini alması için. "Sanırım Buse gelemeyecek. Şimdi uyansa otuz dakikada hazırlanması falan imkânsız." diye düşündü.

Ege sigarasını almış içmiş ve odasının bulunduğu kata kadar çıkmıştı. Kapısının önünde hazırlanmış bir şekilde Buse'yi gördü. Sanki içeriyi dinliyor gibiydi. Ege sessizce yaklaşıp: "Birine mi bakmıştınız?" diye seslendi. Buse irkildi dönüp Ege'ye baktı. "Ben uyandırır mıyım acaba diye düşünürken beyefendi hazırlanmış, sigarasını bile içmiş..." dedi. Ege "Eksik söyledin." Kahvaltımı da yaptım."

EGE — Mesaj atmamışsın.
BUSE — Uyandırmak istemedim. Yazacaktım vazgeçtim falan. Dün gece hakkında konuşmayalım. Kızgınım sana. Hadi hazırlanın sizde.
EGE — Geliyorsun yani?
BUSE — Gelmemi istemiyorsan söyleyebilirsin?
EGE — Hayır hayır yanlış anladın. Ben şaşırdım. Neyse gel içeri ayakta durma.
BUSE — İçeri atmaya baya meraklısın sende.
EGE — Şey, hayır. Aslında. Özür dilerim.
BUSE — Tamam tamam takılmam ben bu kadar rahat ol. Ama sana takılırım.
EGE — Enteresan bir birleşimsin sen. Anlaşacağız seninle.
BUSE — Az laf çok iş hadi.

Hiçbir şey Ege'nin düşündüğü gibi gelişmiyordu ve bu Ege'nin hoşuna gidiyordu. Tur aracı gelmiş ve binmişlerdi. Birkaç saat yolculuk edeceklerdi ve sohbet kaçınılmazdı. Birbirlerini tanımak adına güzel bir zaman dilimiydi. Ege Buse'den etkileniyordu ve buna engel olmaya çalışıyordu çünkü Buse en fazla arkadaşı olabilirdi. Yanlış anlaşılmalarla kaybetmek istemiyor gibiydi. Buse'de halinden memnun gibi gözüküyordu. Mocha ise Ege ve Buse arasında gidip geliyordu. Ege Buse ile en az iki yolculuk daha yapacağını düşündü. Nereye kadar kaçabilirdi ki Buse'den.

Sohbet dolu minik gezintiler ve duraklardan sonra o eşsiz manzarası ve havasıyla Ayder'e gelmişlerdi. Acıkmışlardı oldukça. Mocha da huysuzlanmıştı. Öncelikle onu çıkarıp kalacakları yere götürdü Ege. Sonra aklına burada Buse ile birlikte kalmak zorunda oldukları geldi. Bunu atlamıştı ve Buse'nin bundan haberi yoktu. Tur görevlisine başka bir yere daha ihtiyacı olduğunu söylese de sayılı yer olduğu cevabıyla karşılaşmıştı.

EGE — Buse senin de bizle kalman gerekiyor.
BUSE — Ama sende hep bir içeri atıyorum düşüncesi olmuyor mu böyle.
EGE — Öyle değil başka yer yokmuş sayılıymış. Konuştum ama olmadı. Üzgünüm. Ayarlarız bir şekilde.

Buse gülümsedi. Sonra tutamadı kendini kahkaha attı.

BUSE — Sen olması gerekenden fazla ciddisin ve sana takılmak çok eğlenceli. Sorun değil şu çantalardan kurtulalım da. En fazla yerde yatarsın yapacak bir şey yok.
EGE — Acıktın değil mi?
BUSE — Yani, saat kaç oldu. Yorulduk ettik. Güzeldi ama yani.
EGE — Evet güzeldi. Hadi sen git yerleş ben bir sigara yakayım. Anahtarları al.
Buse yerleşmek için gitti. Mocha yatağa kurulmuştu bile. Kendini kısa bir süre Mocha'nın yanına attı. Mocha'yı sevip ona Ege ile ne yapacağını sordu. Ege'nin duvarlarını hissetmişti Buse. Aşmak istiyor muydu yoksa istemiyor muydu kararsız kalmıştı. Nihayetinde Ege gayet arkadaş canlısı biriydi. En ufak bir yakınlık göstergesi yoktu. "Neyse hanımefendi. Yollar var gidilecek, yemek var yenecek." deyip hazırlanıp çıktı. Kapıyı kilitleyip Ege'nin yanına gitti.

Ege yanına gelene kadar Buse'yi izledi uzaktan. İlginç bir kız diye içinden geçirdi; "Rahat, hoş sohbetli. Gülmeyi biliyor. Ve bana güveniyor." Buse sağa sola bakınıyor Ege'nin bakışlarından habersiz gibi görünmeye çalışıyordu.

BUSE — Ne ısmarlayacaksın bakalım bana?
EGE — Sigara?
BUSE — Zorla başlatacaksın sanırım.
EGE — Şaka yapıyorum, gidelim bir yere bakalım onlar bize ne sunacak.
BUSE — Gidelim çok acıktım.
EGE — Üstüne bir şey alsaydın keşke.
BUSE — Bir şey olmaz güzel hava.
EGE — Güzel ama güzel kalmayacak.
BUSE — Bir şey olmaz. Bak şura güzel gibi geçelim.

Yöresel lezzetlerin yanı sıra spesiyal şeylerde barındırıyordu menü. Ege Buse'den biraz kopya aldı adını bilmediği şeylerde. Yaklaşık bir saat yemek yiyip sohbet ettiler.

EGE — Ben biraz oksijen almalıyım. Gel istersen?
BUSE — Kalıp ne yapacağım sanki? Kalkalım.
Ege şakasına tekrardan paketi açıp uzattı Buse'ye. Sonra cevabını beklemeden geri çekti. Sigarasını yakıp gece ışığının vadide oluşturduğu o hoş manzaraya daldı.

BUSE — Bu yakışıklılık ve hoş sohbetinle nasıl sevgilisiz kalmayı başardın?
EGE — Kim dedi sevgilim olmadığını?
BUSE — Olsa bence hoş karşılamazdı bu durumumuzu?
EGE — Haberi olsa olmazdı evet. Rahat ol.
BUSE — Sen ciddi gibisin?
EGE — Hayır yahu yalnızım bir süredir. Mocha duymasın ama küsüyor.
BUSE — Şimdi oldu. Sıkıntılı bir durumlar sezdim zaten.
EGE — Oldu bir şeyler. Hallolacak. Daha iyi olacağım.
BUSE — Olacaksın tabi. Kedin de var artık.
EGE — Sorma. Artık Sezen Aksu'nun şarkısındaki "Bir kedim bile yok anlıyor musun?" dediği yer eskisi kadar acıtmıyor.

Buse gülümsedi. Uzun uzun Ege'yi izledi. Ege'nin bakacağı zaman bakışını kaçırdı.

EGE — Peki sen neden yalnızsın?
BUSE — Kim demiş onu hiç de yalnız değilim.
EGE — Gerçekten tekrar yaşayacak mıyız aynı sahneyi.
BUSE — Sen yaparken iyiydi ama değil mi? Evet bu aralar tek tabancayız. İnsanlardan çabuk sıkılıyorum. Sıradan geliyorlar. Bir şeyler paylaşmaktan ziyade birileri birilerine yük oluyor. Yüküne yük katıyor. Kaçıyorum bundan bir süredir. Yalnızlıkta huzur bulmak diye bir şey var.
EGE — Değişik bir bakış açısı. Böyle mutluysan kimse bir şey diyemez.
BUSE — Mutluluk aslında sandığımızdan basit. Biz onu zorlaştırmak için elimizden geleni yapıyoruz. Bir ilişki beni sınırlandırıp, strese sokup, gereksiz sorumluluklar yüklüyorsa ben nasıl mutlu olabilirim ki?
EGE — Evde kalırsın sen.
BUSE — Sen kalmazsın yani?
EGE — Yok kalmadım. Yalnız yaşıyorum. Daha doğrusu yaşıyordum. Yatağımı ısıtan bir hatunum var artık.
BUSE — Ona da söylemelisin bunları. Bilmeye hakkı var.
EGE — Ona hissettiriyorum. Bu daha önemli.
BUSE — Seninle karşılaşması onun için büyük bir şans.
EGE — Belki de aynısı benim için geçerlidir.

Kulübeye dönerken yatak kavgası başlamıştı bile. Oysa yatak gayet genişti üçüne de yeterdi.

BUSE — Ne yapıp edip beni atıyorsun bir şekilde içeri.
EGE — Ama yeter dışarıda mı yatayım?
BUSE — Hava güzel birde battaniye veririm.
EGE — Ohh prenses birde çaprazlama yat yatakta keyif...
BUSE — Aklımda yoktu güzel fikir aslında.

Mocha seslere uyanıp gerindi. Aşağı inmeye çalıştı. Ege ona yetişip aşağı indirdi. Sonra kendini yatağa attı. Buse ters ters Ege'ye baktı.

BUSE — Hiç kibar değilsin. Oysa dışarıdan çok beyefendi gözüküyorsun.
EGE — Bütün gece koltukta uyuyacağım bırak da iki dakika keyif yapalım bari.
BUSE — Öyleyse tamam. Kız kıza yatarız biz.
EGE — Yatarsınız tabi ki.

Ege Mocha'yı alıp sevdi biraz. Sonra usul usul koltuğun yolunu tuttu. Koltuğu pencereye doğru çevirdi. Uyuyana kadar gökyüzünü izledi. Uzun uzun Ece'yle burada bu anı yaşamanın hayalini canlandırdı gözünde. Bunun hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini bile bile.

YANILGIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin