SENİ BULDUM

20 1 0
                                    

Ege gözlerini açtığında öğleden önceydi. Oldukça rahat uyumuştu. Dinlenmiş hissediyordu. Kapısının tırmalandığını hissetti. Kapıyı açınca Mocha'yı gördü. Mocha olağanca hızıyla Ege'ye tırmandı. Anlaşılan biraz korkmuş ve tanıdık bir yüz arıyordu. Sharon çoktan hazırlanmış Ege'yi bekliyordu. Hatta beklerken Mocha'yı biraz hırpalayarak sevmişti. Mocha bir fırsatını bulup kaçmıştı.

EGE — Günaydın. Ben kediler korkuttu sanıyordum ama sanırım Mocha'nın üzerindeki bu saç senin.
SHARON — Günaydın beyefendi. Sen bu hanımefendiyi hiç sevmedin mi? İki mıncıkladım diye ciyaklaladı.
EGE — Sevdim sevmesine ama daha yeni yeni o samimiyete eriştik. Ayağında çatlak vardı. Kendi istedikçe sevdim hep.

Sharon yeniden Mocha'yı kucaklamış ve arkadaşlarının yanına götürüyordu.

SHARON — Sen böyle bir tatlılığı nasıl sadece kendisi istediğinde sevebilirsin. Pamuk gibi bir şey bu.
EGE — Fazla samimiyet tüy olarak dönüyor bana. Henüz o kısma alışamadım.
SHARON — Alışırsın, annem bile alıştı. Yalnız yaşamaya karar verdiğinde başta karşı çıkmıştım. Baktım ikna edemeyeceğim, kedi şartı koştum. "En azından bir kedin olsun" dedim. Tam o dönemde de bizimkilerin yavruları oldu. Şimdi üç tane kedisi var. Yeniden anne olmuş gibi mutlu. Başta karşı çıkan o kadın şimdi nasıl sahipleniyor bir görsen.
EGE — Umarım ben de benimkine sevdirebilirim. Henüz tanışmadılar.
SHARON — Hallolur her şey zamanla. Hadi hazırlan. Geç bile kaldık. Hazırlık yapıyordu en son.

Ege hazırlandı ve bütün ev kadrosu arabaya bindiler. Kediler arkada yerlerini almışlardı. Sharon annesine götürmek için bir şeyler hazırlamış kucağında tutuyor Ege'ye yolu tarif ediyordu. Diğer yandan Ege'nin araba kullanışını büyük bir dikkatle izliyordu. Ege geleli dokuz on saat olmasına rağmen şöyle bir oturup karşılıklı konuşamamışlardı, neredeyse hep yan yana olduklarından dönüp de bakamamışlardı yüzlerine. Biraz da utanma ve çekingenliğin getirdiği doğal bir durumda vardı. Ege gizliden gizliye Bayan Nihayet'i göz hapsine almıştı uzaktan. Yol boyunca Ege Mocha'nın hikâyesini anlattı. Sharon nedense karmaşıklaştı. Sanırım hikâyesinin dokunaklığından çok Nurgül'ün onu kullanmasına üzülmüştü. Ege iyi tarafından bakıyordu.

EGE — Hayatıma iki tane güzellik kattı. Ve ikisinin de bunca şeyden haberi yoktu.
SHARON — Hadi biri Mocha diyelim, diğeri ne olabilir ki?
EGE — Şu anda ona bakıyorum.
SHARON — Ege ya utandırmasana beni.
EGE — Utanınca sana bir tatlılık yükseltmesi geliyor sanki. Şu an burada olmam inanılmaz bir şey. Sen inanılmazsın.
SHARON — Lütfen annemin yanında da böyle yapma. Bayılır zaten böyle şeylere. Geldik zaten.

Ege Sharon'a yardım etti taşınacaklarda. Oldukça heyecanlıydı. Planlarında da yoktu aslında. Ama güzel olacağından şüphesi yoktu. Bahçeli, bol ağaçlı, yeşilliklerle dolu bir eve doğru ilerliyorlardı. Annesi Safiye Hanım geldiklerini fark etmiş kapıya çıkmıştı bile.

SAFİYE — Buongiorno, benvenuto, hoş geldiniz.
EGE — Hoş bulduk efendim.
SHARON — Hoş bulduk Sofi, Ege İtalyanca bilmiyor.
SAFİYE — Olsun, alışkanlık işte, her zaman Türk misafirimiz olmuyor.
SHARON — Sende haklısın anne.

Ege ilk başta elleri dolu olduğu için nasıl davranacağını bilemedi. Ardından Sharon ile ilk karşılaşmalarındaki samimiyet aklına geldi. Teyzesine ziyarete gelse nasıl davranırdıysa öyle hareket etmek onun için en doğrusuydu. Ellerindekileri mutfağa bırakır bırakmaz hanımefendinin elini öpmek istedi. İçinden geldiği için, samimi bulduğu için. Zaten hanımefendi o kadar sıcakkanlıydı ki kızı gibi oda ardından sarıldı. İçten içe hoşuna gitmişti Ege'nin. Eski gelenek görenek ve adetlerden uzak tanıdık bir şeyler görmenin hissetmenin ve yakalamanın verdiği o heyecan ile kucaklıyorlardı Ege'yi. Mocha henüz sahneye yeni çıkmış ve kendini Sharon'un annesine de sevdirmişti. Yeni arkadaşları ile tanışmış ve biraz çekingendi. Bu küçük karşılamanın ardından, Sharon ve Ege kendini özenle hazırlanmış bir kahvaltı masasında buldu. Sharon annesine takılıyordu "Bana bir kere şöyle karşılama yapmadın" diye. Ege kocasının kaybını bildiğinden sohbet esnasında o konudan uzak durmak istese de laf dönüp dolaşıp hanımefendi ve eşinin tanışma hikâyesine gelmişti. Beyefendi Millî Mücadele yıllarında henüz çocukken dedesinin Bursa'da, Hanımefendinin dedesiyle ahbaplık kurduğunu ve çekilmeden önce el altından silah ve mühimmat yardımı yaptığını ve yıllar sonra savaştan uzak bir dönemde birbirlerini tekrar gördüklerini ve tanışıklıklarını ilerlettiklerini anlatmıştı kahvaltı boyunca. Kahvaltının ardından eski fotoğraflar ve hikâyeler anlatılmaya devam etti Ege'nin Türkiye'den getirdiği kahve ve kestane şekeri eşliğinde. Ege ise Sharon ile ilgili hikâyesinden derinlere inmeden bahsetmişti. Sharon öncesinde zaten annesine durumlardan bahsetmişti. Ege'nin kim olduğunu az çok biliyordu. Annesi Ege Türkiye'ye dönmeden en az bir kez daha görüşmenin sözünü almıştı. Akşam yemeğine kadar Sharon ve Ege bölgedeki görülmeye değer yerlerde vakit geçirmişti. Ege her fırsatta anıları fotoğraflıyor, fotoğraflara Sharon'u da dahil ediyordu. Güzel bir manzaraya sahip bir kafede dinlenirken nihayet karşı karşıya oturmuşlardı. Sharon'un gözlerinden kendini alamıyordu Ege ve gözlerini kaçırmadan bakmaya devam ediyordu. Sharon güldüğünde yüzünde oluşan çizgileri canlı canlı görüyor olmanın içinde kıpırtılar oluşturduğunu hissediyordu. Ege ilk defa detaylı olarak planından bahsediyordu. Sharon anlamadığı noktaları tekrar tekrar dinledi. Ege iki seçenek sunmuştu. İsterse farklı bir yol da izlenebileceğinden bahsetti. Sharon'da Nurgül'ün böylesine yüzsüz ve korkutucu yakınlaşmasının engellenmesi gerektiğini düşünüyordu. Henüz bir seçim yapmama kararı aldılar, ilerleyen günlerde karar vereceklerdi. Tüm bu zaman boyunca Ege sosyal medyada paylaşım yapmamaya özen gösterilmesi gerektiğini hatırlattı. Akşam yemeğine kadar gezilerine devam ettiler. Mocha'da yeni arkadaşlarıyla kaynaşmış bir
gölgede uyukluyordu.

Perihan ve Gupse Zeynep'in desteği ile kıyıda demirlemiş eski bir vapurun restorana dönüştürülmüş hali olan güzel bir yer bulmuşlardı. Zamanlama ve yer konusunu görüşmüş o sayıda davetli çıkarmaya çalışıyorlardı. Ege zaman zaman arayıp hazırlıkların durumunu kontrol ediyordu. Emir Perihan aracılığıyla haberleri alıyordu. Herkes Ege'nin koy koy gezip Mocha ile küçük bir tatil yaptığını düşünüyordu. Nurgül de Gupse'yi sıkıştırıp organizasyon hakkında bilgi almaya çalışıyordu. Zeynep Ege'nin önceden hazırladığı planları işletip, Nurgül için küçük zarflarda notlar oluşturuyordu.

YANILGIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin