BU SEFER DEĞİL

214 4 2
                                    

Gözlüğünü masanın üzerine koyup bir süre gözlerini ovuşturdu. Bir şeyler yazarken ya da okurken gözlüğünü takma gereği duyuyordu. Başını ellerinin arasına aldı. Bir uğultu vardı kafasında. Kulakları tıkanmıştı sanki. Gözleri uzaklara dalmış ama olmaması gereken bir zaman dilimindeydi. Bir şeyler onu gerçek zamana çekmeye çalışıyordu. Oysa onun aklında derinden yaşadığı ve kurtulamadığı bir an vardı. Takılıp kalmıştı orada. Son günlerde oldukça fazla hissediyordu bu anı. Dikkatini dağıtıyor, odaklanmakta zorlanıyordu etrafındaki her şeye. O an bir tümör gibi ele geçirmişti benliğini. Ama o buna yenik düşmemesi gerektiğini son derece iyi biliyordu. Uzun süredir nefesini tuttuğu için boğuluyor gibi olmuştu. Gözlerinin önünde bir karartı oluştu. Uğultular çoğaldı.

EBRU — Ege Bey iyi misiniz? Beni duyabiliyor musunuz? Ege Bey endişeleniyorum.

Danışan Ebru Hanım oldukça panik ve endişeli bir şekilde Ege'nin odasından çıkmıştı gözleriyle Perihan'ı arıyordu.

EBRU — Perihan Hanım! Perihan Hanım! Yetişin Ege Bey'e bir şey oldu.

Perihan oturduğu yerden hızla kalktı. Odaya doğru hızlı adımlarla ilerleyip kapıdan içeri girdi. Çok endişeliydi ve bunu saklayamıyordu.

PERİHAN — Ne oldu? Her şey yolunda mı?

Perihan ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Danışan çok panik olmuştu. Ege hiç iyi gözükmüyordu. Belli ki burada bile değildi.

EBRU — Ege Bey ile konuşuyorduk. Bir süre sessizce dinledi. Sonra kendisine bir soru sordum. Cevap vermeyince bir sorun olduğunu anladım.

Perihan'ı da artık bir korku sarmıştı. Yaklaşıp Ege'nin omzuna dokundu.

Ege sanki hiçbir şey olmamış gibi bir anda kendine geldi. Perihan ve danışanın yüz ifadesi onu dehşete düşürmüştü. Son on dakika hakkında hiçbir şey hatırlamıyordu. O an dışında. Sadece o anı hatırlıyordu. Yaşamak istemediği o anı. Yine de ne yaşadığının farkındaydı şu an ve kontrolü eline almak zorundaydı yeniden. Masanın üzerinden gözlüğünü alıp takmıştı.

EGE — Özür dilerim, dalmışım. Yoğun bir gün oldu. Perihan sen yerine geçebilirsin. Ebru hanım sizde lütfen oturun iki dakikaya geleceğim.

Perihan sanki bir şeyler söylemek istedi ama sonra başıyla onayladı Ege'yi ve yerine geçti arkasına baka baka. Asıl zorlanan Ebru hanımdı. Dakikalarca çırpınmıştı Ege'ye ulaşmak için. Oysa Ege'nin bedeni burada ruhu başka bir yere yolculuğa çıkmıştı. Bunu bilemezdi. Bu yüzden Ege iletişime kapalıydı.

 Bu yüzden Ege iletişime kapalıydı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ege aynada kendine baktı. Elini musluk sensörüne uzattı. Algılamadı sensör. O bile Ege'yi anlamıyordu ya da algılayamıyordu. Zaten musluk ellerine kıyasla biraz aşağıda kalıyordu. Uzun boylu olduğu için eğilmek zorundaydı. Ege tekrar denedi ve su akmaya başladı. Avucundan sular taşarken suyu izlemeye daldı. Kısa bir an yine o yaşadığı ana gitmişti.

YANILGIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin