TAKSİ

26 2 0
                                    

Yolculuk sırasında yan tarafta oturan kadın sık sık Mocha ile ilgileniyordu. İşin ilginç yanı Mocha ona tepki veriyor ve oynuyordu. Ege gülümsedi bunları görünce.

BUSE — Çok sevimli kediniz adı ne?
EGE — Bizde yeni tanıştık. Mocha dedim adına ama bakalım. Anlaşabiliriz inşallah. Size verdiği tepkileri bana vermedi daha. Kıskandım biraz bu durumu.
BUSE — Sen hot chocolate mocha mısın, yoksa white chocolate mocha mı? Demek yeni aldınız güzel seçim.
EGE — Ben onu değil o beni aldı desek daha doğru olur. Sahipsiz kaldı. Uzun hikâye.
BUSE — Valla uçak inene kadar yapacak daha güzel bir şey var mı sizin için?
EGE — Neresinden başlasam diye düşünüyorum da. Olduğu gibi anlatayım en iyisi. Bu arada ben Ege.
BUSE — Bende Buse memnun oldum.
EGE — Bende memnun oldum.

Ege hikâyeyi anlatmaya başladı. Buse merakla dinledi. Buse uzun boylu ama zayıftı. Saçları da bir kıza göre kısaydı. Gözlükleri geniş çerçeveli ve çok yakışmıştı. Filigranlı camdan mı yoksa gözleri gerçekten renkli miydi emin olamadı Ege yan yana olduklarından. Laf lafı sohbet sohbeti açtı derken uçak inişe geçti. Ege detaylı anlatmayı sevdiğinden yetiştiremedi hikâyeyi.

EGE — Ayarlayamadım zamanı. Yarım kaldı.
BUSE — Başka zaman belki devam edersiniz?
EGE — Belki de... Trabzon'u biliyor musun?
BUSE — Evet biliyorum burada okudum.
EGE — Belki bana yardımcı olursun. Ben ilk defa geliyorum.
BUSE — Hangi konuda yardıma ihtiyacın var?
EGE — Rize'ye Ayder'e çıkacağum. Bir görelim oraları diye çıktık yola ama işte yol bilmem iz bilmem.
BUSE — Günlük turlar var. Otogar da yakın. Şansın varsa yarın sabah yola çıkacak olana yer bulursun. Yolumuz aynı, ayrılana kadar birlikte gidebiliriz.
EGE — Çok iyi olur. Yoksa araya araya bir sürü dolaşırım.
BUSE — Şuradan bir dolmuşa binelim.
EGE — Taksi ile gitsek daha rahat olmaz mı?
BUSE — Kural bir burası İzmir değil. Uçak bileti parası tutar burada taksi. Dolmuş daha iyi gel gel.

Zar zor sığacakları kadar yer kalmış dolmuşa bindiler. Ege istemsizce Buse'yi daha rahat bir konumda tutmak için kendini kalabalığa doğru atıp alan oluşturdu. İki kişi ücreti uzattı. Çantayı da Buse'ye verdi. Buse önden giydi çantayı. Ege ile arasında kaldı. Çok sürmeden indiler.
EGE — Bence taksi daha rahat olurdu. Resmen iki futbol takımı kadar insan vardı dolmuşta.
BUSE — Güldürme beni. Geldik işte hemencecik. Otogarda sora sora tur işini halledersin. Kalacak yerin de yoktur senin. Dur cüzdanımdan bir kart vereyim. Ben burada kalacağım merkezde. Otogar önünden dolmuşla gidersin. Yollar burada ayrılıyor.
EGE — Buda benim kartım. Çağrı bırak anlarım ben. Teşekkür ederim her şey için. Dikkat et.
BUSE — Rica ederim. Bir şeye ihtiyacın olursa ulaşırsın. Çağrı bırakırım.

"Tatlı kız değil mi Mocha? Seni de sevdi. Bırakıp kaçsam mı seni ona? Bakma öyle şakaydı. Bugüne kadar kimseyi terk etmedim ben. Yalnız kalan taraftım. Ben seni bırakmam. Sende beni bırakma olur mu?"

Buse çağrı bırakmıştı. Ege rehberine ekledi Buse'yi. "Kaydettim." diye mesaj gönderdi. Otogarda dolaşıp turlar hakkında bilgi aldı. Mocha'nın sorun olmayacağından emin oldu. Kendine en uygun olanı seçip ödedi. Nerede saat kaçta bulunması gerektiğini öğrendi. Otogardaki taksilerden birine binip kartı uzattı şoföre.

EGE — Dediler ki Trabzon'da taksiye binmek İzmir'den Trabzon'a uçak bileti parası tutar. Bence öyle değildir. En uygun yoldan, en kısa sürede beni ulaştırırsınız siz değil mi?
MÜMTAZ — Trafiğe bağlı ücret. Taksimetre ne derse onu alıyoruz. İçiniz rahat edecekse telefonunuzdan yolu takip edebilirsiniz.
EGE — Yok yok önemli değil. Siz de para kazanmalısınız.

Şoför gülümsedi. Yol boyunca konuşmadı. Ege'nin tuhafına gitmişti. Taksiciler illa bir konu bulur konuşurdu. Mocha laf eder diye düşünmüştü. Ama bakıp gülümsedi sadece. Geldiklerinde Ege şoförden varsa kartını almak istedi. Şoför bir bloknota numarasını yazdı.

MÜMTAZ — Bende yok öyle şeyler. Adım Mümtaz. Ne zaman ararsan gelirim. Gelirken açarım taksimetreyi. Burada dönüşte yolcu bulmak diye bir şey yok maalesef. Uyarsa ararsın.
EGE — Anlaştık Mümtaz amca. Kolay gelsin.
MÜMTAZ — Eyvallah.

Ege Mümtaz amcayı sevmişti. En azından netti adam. Buse'nin bahsettiği yere giriş yaptırdı. Küçük sessiz sakin penceresi denizi gören güzel bir odaydı. İlk başta Mocha'yı çıkarıp mamasını kumunu yerleştirdi kenara. Mocha'nın çantaya alışması Ege'yi çok rahatlattı. Sessiz sakin uyumlu bir kediydi. Ege'ye zorluk çıkartmaması onu kendine daha çabuk bağlıyordu. Ege yatağa uzanıp Buse'ye bir mesaj daha gönderdi. Bu sefer cevap aldı. "Akşam dışarda yemek yiyelim mi? Hikâyeyi bitirelim." şeklinde bir mesaj daha attı. Hemen cevap gelmedi. "Eğer işlerim yetişir ve yorgun olmazsam haber veririm." dedi Buse. Ege cevap yazmadı bu seferde.

Ege Mocha'yı yanına alıp sevdi. Mocha Ege'nin göğsünde, Ege ise onu severken uyuyakaldı. 

YANILGIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin