YAPBOZUN KAYIP PARÇASI

32 4 0
                                    

Hande az önce istemeden şahit olduğu diyaloglar sonrasında Nurgül ile konuşmanın ona iyi geleceğini düşünmüştü. Emir ilk başta onu bırakmamıştı ama sonra Hande onu ikna etmişti. Hande odaya girdiğinde Nurgül'de oluşan hayal kırıklığını fark edebiliyordu.

HANDE — Başka birini mi bekliyordun? Gidebilirim istersen?
NURGÜL — Olur mu öyle şey gel gel. Uyku tutmadı zaten.
HANDE — Bir şeyler duydum dedim bir bakayım.
NURGÜL — Biz de bir şeyler duyduk ama apaçık belliydi.
HANDE — Gerçekten mi? O kadar mı belliydi?
NURGÜL — Hava almaya çıktık biraz, döndüğümüzde sesler kesilmişti.
HANDE — Saman alevi işte bir parlayıp söndük.
NURGÜL — Onu yapamayanlar da var.
HANDE — Ege garip biri. Tamam ilişki düşünmüyor olabilir ama nasıl baktığını da gördük sana. Ben olsam gelirdim.
NURGÜL — Duydun mu yoksa?
HANDE — Sen beni duyduysan bende seni duymuşumdur değil mi?
NURGÜL — Gelmedi işte, bir şey beklediğimden de değil en azından uyurduk. Korkuyorum demişim işte.
HANDE — Ben kalabilirim istersen?
NURGÜL — Sen bilirsin yok demem. Hiç alışamadım sanki deprem oluyor da sallanıyormuşuz gibi geliyor.
HANDE — Evet o garip biraz. Kalırım ne olacak sanki. Sabaha şurada ne kaldı.
Kızlar oradan buradan biraz daha konuşup uyuyakaldılar. Sabah olduğunda Hande'nin telefonu çalıyordu diğer odada. Emir uyanıp telefonu Hande'ye getirdi. Uyku sersemi başta anlamadı Hande ama annesinin telefondan komşusu Necla Hanım aramıştı. Yine rahatsızlanmış acile gittiklerini söylüyordu.

NECLA — Önemli bir şey olduğundan değil de yine de haberin olsun dedim kızım. Tansiyonu düşmüştür yine. Ambulanstayız zaten merak etme. Haberdar ederim seni.
HANDE — Öğrensene bir hangisine gidiyormuşsunuz geleceğim.
NECLA — Sorayım bekle.

Annesi rahatsızlanınca Hande'nin erken dönme kararı aldılar. Kaptanı uyandırıp yola koyuldular. Neyse ki yakındılar. Hande bu yüzden evden uzaklaşamıyor, annesini yalnız bırakamıyordu uzun süre. Daha varmadan annesiyle konuşma şansı buldu. Yine de sakin kalamıyordu. Nurgül onu sakin tutmaya çalışıyordu. Ege böyle olmasını istemese de bu gezinin daha erken bitmesine sevinmişti. Emir ise kendini suçlu hissetmişti biraz. Bunu fark eden Hande durumu normal karşılaşmış bunla sürekli mücadele ettiğini söylemişti.

Hastaneye vardıklarında doktor gerekli müdahalelerin yapıldığını serum bittikten sonra taburcu olabileceklerini söylemişti. Yemesini ve ilaçlarının düzenli kullanılması konusunda uyarmıştı. Oysa Hande zaten yemek ve günlük ilaçları çoktan hazırlamıştı. Yine de önüne geçememişti. Geçmiş olsun dileklerinden sonra grup dağılmıştı. Güzel başlasa da hafta sonu güzel devam etmiyordu. Ege için durumlar biraz daha farklıydı tabi ki.

Mocha ile evin yolunu tutan Ege heyecanlıydı biraz. Kendini iyi ifade etmesi gerekiyordu. Nereden bakılsa inanılması zor bir hikâyeye sahipti. Eve vardığında yine de rutinini bozmadı. Yapması gerekenleri takip edip çalışma odasına geçti. Mocha evine kavuşmanın sevinciyle sağa sola koşturuyordu. Ege bilgisayarının başına geçtiğinde uzun süre ekranda küçük bir resimle uzun uzun bakıştı. "Neden diğer fotoğraflarını görmeyeyim ki" dedi. Zeynep'e mesaj attı. Bilgisayardan mesaj penceresini açmıştı nihayet. İlk mesajını yazmaya başladı:

EGE: "Merhaba, arkadaşım Zeynep sana geçtiğimiz günlerde ulaşmıştı. İsmim Ege. Müsait vaktinde seninle paylaşmak istediklerim var izin verirsen."

Ege ilk mesajı çok düşünmeden yazıp göndermişti çünkü Zeynep daha önce haberdar etmişti kızı. Bir yolunu bulup derdini anlatıp, anlaşılmayı umuyordu. Cevap beklerken kendine bir kahve yapmaya gitti. Mutfağa gitmişken buzdolabıyla bakıştı. Yemek yapmayı da özlemişti ama bugün dışardan söyleyecekti. Hazır dışardan söyleyecekken Mocha'ya da yaş mama sipariş ederim diye düşündü. Kahvesini alıp çalışma odasına döndü. Kitabının başına geçti. Bayağı yol kat etmişti. "Mocha bu kitapta olmalı." diye düşündü.

"Miraç o vapurdan düştü düşmesine de... Kurtulmayı hiç hesaba katmadı. Yaşarken ölmeyi hiç hesaba katmadı. Mutlu bir insan görüntüsü altında bir enkaz taşımak zorunda kalmayı hesaba katmadı. Gümüş ile kaderleri birdi... Kimse anlamadı ama onlar birbirlerini yaralarından tanıdı..."

YANILGIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin