Bölüm şarkıları;
Özgün/ İstiklal
Nil karaibrahimgil/ Hadi İnşallah
Pamela/ İstanbul
Ozbi/ O Bi KaramelYeni bir bölümle karşınızdayım. Bu bölümü yazarken gerçekten çok eğlendim ve yukarıdaki şarkıları dinledim. Bana ilham verdiler sanırım.🤷🏻♀️
Satır içi yorumlarınızı bekliyorum. Hepsini okuyorum, eksiksiz olarak hepsini.🖤
🌹🌹🌹🌹
Yeni bir başlangıç demek, yeni bir sayfa demekti. Yaktığım onca sayfadan sonra kalan son sayfamı sermiştim önüme. Başka sayfam kalmamıştı. Hepsi kül olup karışmıştı İstanbul'un kalabalığına. Hata yapma payım, yanlış yazma hakkım yoktu çünkü silgi izi bile istemiyordum yaşanmışlıklarımın arasında ve bunu başarabilmek için elimden geleni yapacaktım. Bu bir Pare sözü, ve ben, Pare Şeker, bir söz verirsem o sözü tutardım.
"Anlaştığımıza göre ben kalkayım Pare."
Buse'yle yaklaşık yarım saattir oturuyorduk ve her detayı konuşmuştuk. Fırsat overlok makinesi misali ayağıma gelmişti ve ben bu fırsatı çok iyi değerlendirecektim. Hesabı masaya gelen kutunun içine koyduktan sonra Buse ile birlikte ayağa kalktık. Bu arada hesabı ödeyen kişi kesinlikle ben değildim. Zaten cebimde de beş kuruş para yoktu. "Tekrardan tanıştığımıza memnun oldum Buse. O zaman anlaştığımız gibi pazartesi saat sekizde bana atacağın konumda olurum." dedikten sonra müstakbel görümceme elimi uzattım. Çok geçmeden elimi sıktı ve sıcacık gülümsedi. "Sabırsızlıkla bekliyor olacağım."
Bir insan neden ders çalışmayı sabırsızlıkla beklerdi bilmiyordum ama fazla aldırış etmedim. Ben de sabırsızlıkla bekliyordum o günü ve benim sebeplerim çok daha iyiydi. Aynı anda kafeden çıkarken Buse'nin telefonu çaldı. Dikkatle Buse'yi dinlemeye başladım. Bir taraftan yürümeye de devam ediyorduk.
"Efendim Doruk."
Doruk ismini duymamla bu konuşma daha çok ilgimi çekmeye başlamıştı. Adal'ın arkadaşı olan patavatsız Doruk olabilirdi bu. Zaten bir insan hayatı boyunca kaç tane Doruk tanıyabilirdi ki? Buse bir süre karşı tarafı dinledikten sonra-ki ben de dinlemeye çalıştım ama Buse'nin garip bakışlarına maruz kalınca bu uğraşımdan vazgeçtim-tekrar söze koyuldu; "Evet merak etme bu gece herkes orada olacak." Dedikten sonra bir süre daha karşı tarafı dinledi. Doruk'un sesi ufak ufak kulağıma geliyordu. Adam bir saniyede yedi yüz altı tane kelime kullanabiliyordu.
"Tamam Doruk ilkokul arkadaşının karşı komşusunun kuzeni de orada olacak merak etme. Şu an kapatmam lazım. Başka bir şey diyor musun?"
Karşıdan çok net bir şekilde 'evet' kelimesini duymama rağmen Buse "O zaman bu gece görüşürüz." Diyerek telefonu kapattı. Daha demin bu kızda kendimi görmüştüm yahu. Acaba bu gece neden toplanacaklardı ve nerede toplanacaklardı. Herkes orada olacak demişti Buse, bu demek oluyordu ki Adal'da orada olacaktı. Buse'yle son bir kez birbirimize tebessüm ettikten sonra birbirine zıt taraflara doğru ilerledik. Böyle deyince kulağa kötü gelmiyordu ama benim otobüs durağına ve onun da son model arabasına ilerlediğini varsayarsak hayat hiç adil değildi dostlarım. Durağa geldiğimde boş bulduğum bir yere oturdum ve düşünmeye başladım. Bu gece orada olmalıydım ama bunu tesadüfmüş gibi göstermeliydim. İkincisi çok kolaydı çünkü oyunculuk yeteneklerimden emindim. Beynimin içinden bir yerlerden kahkaha sesi geldiğinde ağzımdan sinirle hava verdim. Belki biraz dozu kaçırıyordum arada ama o da bu işin tadı tuzuydu. Oyunculuğumun içine duygularımı da en yoğun bir şekilde katmam profesyonelliğimin bir göstergesiydi. Aklıma gelen fikirle oturduğum yerden fırladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O BENDE SAKLI
Teen FictionSen hiç imkansıza aşık oldun mu? Hayır hayır! gerçekten imkansıza. O oldu. O, ruhu bile olmayan birine aşık oldu. O Kafasında kurduğu mükemmel adama aşık oldu. Sonra ne mi oldu? Mürekkep aktı. Aktığı kağıt yandı. Yanan kağıt kül oldu. Küllerinden...