9-EKİP

97 52 258
                                    

Bölüm Şarkıları;
İkilem/ Kaybolurum Gülüşünde
Yaşlı Amca/ Yakamoz Güzeli

Merhaba👋👋 yeni bir bölümle daha karşınızdayım. Lafı çok uzatmıyorum ve sizi direkt olarak bölümle baş başa bırakıyorum.

Ama lütfen satır aralarında, yorumlarda buluşalım.🖤

🌹🌹🌹🌹

Adal'la birbirimize tren görmüş öküz gibi bakarken bu halimizi garipsemiyordum. Bir öküz olsaydım ve tren görseydim daha az şaşırırdım.

"Bu iş adamı bey amca kapımızı mı dinliyor acaba?" demiştim en son fısıltıyla. Bu cümlemin üzerine daha konuşan olmamıştı. Adal, eli hâlâ havada asılı duran Ayhan Bey Amcaya döndü.

"Ayhan Bey?" dedi soru sorar gibi. Bu demek oluyordu ki 'sen niye burada durmuş kapımızı dinliyorsun.' Tamam, Adal kesinlikle 'kapımızı' demezdi, 'kapımı' derdi ama ben onun beden dilini kendi lügatıma göre yorumluyordum.

"Siz ikiniz-" dedi Ayhan Bey. Onun sesinde de şaşkınlık vardı. "- ayrılmamış mıydınız?" diye de devam etti. Dün gece kafede yaptığım ucuz oyunculuk şovu aklıma geldiğinde ağzım o şeklinde aralandı. Bu adam sapık mıydı ki bizim her hareketimizi biliyordu? Adal'a dönüp 'sıçtık' bakışımı attıktan sonra gülümsedim. "Evet Ayhan Bey amca, ayrıldık biz. Ne yazık ki kulağına dolan o haberler doğruyu yansıtıyor gibi." diye uzun uzadıya ve saçma bir cümle kurdum. Zaman kazanmam gerekiyordu.

"O zaman senin burada ne işin var kızım?" dedi Ayhan Bey merakla.

"Sen şimdi, o zaman senin burada ne işin var kızım diye de sorarsın tabii haliyle." dedim ben de cümlesini tekrar ederek.

"Sordu ya zaten Pare." Adal dişlerinin arasından konuşurken oldukça gergin duruyordu.

"Bakın sormuşsunuz." Gülümsedim. "Aklın yolu bir işte."

Ayhan Bey daha fazla dayanamayıp konuya girmek için bir kere daha diretti. "Ee kızım, anlatmayacak mısın?" sonra Adal'a döndü. "Ya da sen anlat Adal Bey." 

Adal'ın ağzını bıçak açmazken olaya hemen müdahale etmem gerektiğini düşündüm. Adal'a dönüp bir durum analizi yapmak için bir süre yüzüne baktım. 'Battı balık yan gider' ruh halindeydi. Dünya yansa bir kalbur samanım yanmaz der gibiydi bakışları. Ama emindim ki Ayhan Bey gittikten sonra beni yakacaktı.

"Aaa Ayhan Bey, ben burada dururken üçüncü tekil şahıs kişisine mi söz hakkı vereceksiniz? Anlatırım ben hemencecik şıp diye."

"Ee dinliyorum o zaman."

Ayhan Bey meraklı gözlerle bana bakarken, neden burada olduğumu ben de merak ediyordum. Yani ne yalan atacağımı merak ediyordum.

"Eşyalar." dedim yüksek bir sesle. Ayhan bey, yaşlılıktan olacak ki bir adım geri gitti ve eliyle kulağını ovuşturdu. "Eşyalarımı almaya geldim ben bu eve." Aklıma gelen dahiyane fikirleri bu kadar yüksek sesle söyleme işine sanırım bir son vermeliydim. Yoksa mazallah bir gün birisini sağır edecektim.

"Ne bağırıyorsun kulağımın dibinde." diye fısıldadı Adal. Hem burada onun götünü kurtarıyordum, hem de azar işitiyordum. Gerçekten bu adama yaranılmıyordu. "Sus sen, götünü kurtarıyorum burada." diye konuştum yarım ağız. Bu cümlemi Ayhan Bey'in duymaması için ekstra bir çaba sarf etmiştim.

O BENDE SAKLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin